Güneşli bir ülkemiz var ama D vitamini eksikliği her yaş grubunda sık görülen bir sorun… Bunun nedenlerini açıklayan Yeditepe Üniversitesi Kozyatağı Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Yaşar Küçükardalı çözüm yollarını da sıraladı…
D vitamini yağda çözünen büyük oranda güneş ışınlarıyla ciltte sentezlenen, kısmen de gıdalarla alınabilen, vücudumuzdaki önemli vitaminlerden biridir ve birçok hayati fonksiyonda rol oynar. “Önümüz sonbahar… Dolayısıyla D vitamini almak için güneşli günleri kaçırmamakta yarar var” diyen İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Yaşar Küçükardalı, bu konuda merak edilen noktalara değindi. İşte açıklamaları…
D vitamini vücudumuzda özellikle kemik sağlığını, kalsiyum fosfor metabolizmasını düzenleyen önemli vitaminlerden biridir. Vitamin olmakla birlikte aynı zamanda hormon gibi de davranır. Bağışıklığı güçlendirir, kalp, kanser, diyabet gibi hastalıklara yakalanma riskini azaltır, depresyonu önler.
D vitamini metabolizmasında genetiğin rolü tahmin edilenin çok altındadır. Risk faktörlerinde daha çok çevresel faktörler, beslenme alışkanlıkları ve yaşam tarzı rol oynamaktadır. Sigara kullanımı, kilo azlığı, emilim noksanlığı yapan iltihaplı bağırsak hastalıkları, bazı ilaçlar da (idrar söktürücüler, kolesterol, kortizon, tiroid ve mantar ilaçları ) D vitamini eksikliğine neden olabilir. Ten rengi de bir risk faktörüdür. Örneğin esmer tenli olan kişilerde güneşin ciltte D vitamini sentezlemesi daha az olacağı için bu kişilerde D vitamini eksikliği görülme ihtimali daha fazladır. İklime göre de D vitamini eksikliği oranları değişir. yaz aylarında toplumda D vitamini eksikliği oranı yüzde 25, kış aylarında yapılan taramalarda bu oran yüzde 70-80'lere kadar çıkabilir.
D vitamini seviyesi basit bir kan testiyle ölçülerek tespit edilebilir. Eksikliği tedaviye başlandıktan sonra 3 ayda bir ve normal seviyeye ulaştıktan sonra da yılda bir kez olmak üzere D vitamini seviyesinin takip edilmesinde yarar var. Bu değerin 30 nanogram civarında seyretmesi vücudumuz için yeterli düzeyde olduğu anlamına gelir. Kemik erimesi, kemik doku kaybı, böbrek hastalığı, beslenme yetersizliği olanlar, hamileler, yaşlılar, çocuklar, sık enfeksiyon geçirenler, kalsiyum metabolizması bozuk olanlar, sigara içenler, güneş maruziyeti az olan ve D vitamini eksikliğine yol açabilen ilaçları kullanan kişilerde D vitamini eksikliği riskinin daha fazla olduğu hatırlanmalıdır. Bu kişilerde taramalara daha fazla önem verilmelidir.
Esas olarak güneşe maruziyet ile cilt altından D vitaminin sentezlenmesi ve karaciğer ve böbreklerde D vitaminin aktif hale gelmesiyle D vitamini ihtiyacı karşılanır. Ancak gıda olarak baktığımız zaman, et süt, yumurta ve özellikle yumurtanın sarısı, somon, uskumru, sardalya gibi yağlı balıklarda daha fazla olduğunu söyleyebiliriz. Bunun yanında havuç, mantar ve kuşburnu gibi gıdalarda da D vitamini bulunur. Mantar önemli bir D vitamini kaynağıdır. Tüketirken çok fazla pişirilmemesi ve suyunu kaybetmemesi sağlanmalıdır.
D vitamini için 10.00 ile 15.00 arasındaki saat diliminde 15-30 dakika arasında koruyucu krem sürmeden yüz ve ellerimizi güneşlendirmeliyiz. Gerekirse doktor önerisiyle takviye almalıyız. Ayrıca,
D vitamini eksikliği ülkemizde yaygın bir sorun. Yüksek oranda D vitamini eksikliğine sahip olduğumuz görülüyor. Bu tabloyu ortaya çıkaran en önemli etkenlerin başında: süt ve süt ürünleri tüketiminin az olması, güneşe maruziyetin kısmen az olması, takip ve tedavinin yeterli olmaması geliyor. Geleneksel bazı özelliklerimiz, giysi tarzımız bunda rol oynuyor olabilir. Bir de toplum olarak daha fazla kapalı alanlarda yaşar hale geldik. Kışın uzun sürdüğü coğrafi bölgelerde D vitamini eksikliğinin daha fazla olduğunu biliyoruz. Örneğin İzmir'de yüzde 30'larda olan eksiklik oranı Erzurum'da yüzde 80'lere ulaşabiliyor. Bu yüzden kemik erimesi riski artıyor, kemik kırığı sıklığı fazla oluyor. Ülkemizde 111 bin kişi üzerinde yapılan ve tüm toplumu kapsayan bir çalışmaya göre; yüzde 63 oranında D vitamini eksikliği var. Yeni doğanlar, çocuklar, hamileler, genç erişkinler gibi özel grupta yüzde 86'ya varan oranlarda, yaşlı popülasyonda ise yüzde 40-50 oranında D vitamini eksikliği görülüyor. Yaşlı bireylerin de nerede yaşadığına göre bu oranlar değişiyor. Örneğin ailesiyle birlikte yaşayanlarda bu oran düşükken huzurevlerinde yaşayanlarda D vitamini eksikliği oranlarının daha yüksek olduğu görülüyor. Yine yaşlı bireylerde erkeklerde daha düşükken kadınlarda daha yüksek olduğu gözleniyor.
Basın Yansımaları: sozcu
”
Alo Yeditepe