Covid-19’un sadece akciğerleri değil tüm organları etkileyen bir hastalık olduğunu hatırlatan Yeditepe Üniversitesi Kozyatağı Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Yaşar Küçükardalı “Organ hasarı da önemli sağlık sorunlarına neden olabilir” dedi.
Her ne kadar insanlar bitmiş gibi hareket etse de pandemi devam ediyor… Üstelik coronavirüs kendini unutturacak gibi görünmüyor. Zira hastalığa yakalanıp tedavisinin ardından iyileşen hastaların önemli bir bölümünün bazı sağlık problemleriyle karşı karşıya olduğuna dikkat çeken İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Yaşar Küçükardalı, bu sorunları şöyle sıraladı…
Akut dönemde coronavirüs hem kalp zarını hem de kalp kasını etkilemektedir. Virüsün kalp kası iltihabına (miyokardit) yol açtığı çalışmalarla da gösterilmiştir. Bununla birlikte tansiyon dengesinde de bozulmaya neden olabilir. Sonuçta, bu yüzden sonraki dönemde zaman zaman göğüs ağrısı, nefes darlığı yakınmaları gelişebilir. Özellikle akut Covid döneminde enfarktüs geçiren kişilerin çok daha dikkatli olması gerekir. Bu kişiler kalp problemleri daha uzun süre devam edebileceği için kalp-damar hastası gibi takip edilmelidir.
Yorgunluk, tükenmişlik hissi, konsantre olamama, duygu durum bozuklukları, kas iskelet sisteminde güçsüzlükler, güç kaybının yanı sıra yer yer, el ve ayaklarda uyuşmalar hastaların şikayet ettiği nörolojik sorunların başında gelir. Bu şikayetlerin Covid'den sonra bunların başlaması durumunda hastanın nörolojik açıdan değerlendirilmesi gerekir.
Akciğerlerde uzun dönemde en çok üzerinde durulan konu fibrozis yani yapışıklıkların oluşmasıdır. Akut Covid'i ağır geçiren, akciğerin önemli bir kısmı virüse maruz kalan ve iyileşme süreci uzun sürmüş olan hastalarda maalesef bu iyileşme sürecinde hava keseciklerinde ve çevresindeki bağ dokusunda yapışıklıklar ve buna bağlı olarak da o bölgede sertlik oluşuyor. Bu doku sertleşmesi hava keseciklerinin duvarlarında olduğunda gaz alışverişini değiştiriyor, azaltıyor yani akciğerde fibrozise bağlı solunum pompası yeteri kadar çalışmıyor ve gaz değişimi yeteri kadar olmuyor.
Virüsün boynumuzun ön tarafında olan bu tiroid bezine saldırması durumunda tiroidit dediğimiz tablo gelişebiliyor. Bu durumda hastada çarpıntı, terleme, kilo kaybı, titreme gibi şikayetleri oluyor. Bunun sonrası döneminde ise tiroid zarar gördüğü için tiroid tembelliği ortaya çıkabiliyor. Dolayısıyla Covid geçiren kişilerin en azından ilk 1 yıl içinde 6 ayda bir tiroid fonksiyonlarına baktırmaları uygun olur.
Covid geçiren kişilerde diyabet gelişebilir veya diyabetin seyri ağırlaşabilir. Covid sonrası endokrin sistemde 3 temel bozukluk yaşanır. Bunlardan en önemlisi şekerle ilgilidir. Coronavirüsn pankreasta insülin yapan hücreleri bozmasına bağlı olarak, daha önce hiç şekerle ilgili problemi olmayan kişilerde diyabet görülmesine neden olabilir. İkincisi, özellikle hastaneye yatarak tedavi görmüş hastaların büyük bir kısmında nefes darlığı yaşanmaması, kalıcı hasar ve akciğerlerde yapışıklığın olmaması için kortizon kullanılır. Mutlaka uygulanması gereken bu tedavinin de bazı yan etkileri olabilir. Diyabet gelişebilir. İnsülin direncine neden olabilir.
Yine Covid döneminde hastalarda ya da ilk iki aylık dönem içerisinde inflamasyon (yangı) olabilir. Bu yangı insülin direncinin gelişmesine ve diyabete yatkınlığın artmasına yol açabilir. Özellikle ağız kuruluğu olan, sık idrara çıkan hastaların şeker dalgalanmalarından şüphelenmeleri gerekir. Açlık kan şekerlerine ve yemekten 2 saat sonra tokluk kan şekerlerine baktırmaları uygun olur.
Basın Yansımaları: sozcu
”
Alo Yeditepe