Özellikle içinde bulunduğumuz hafta içinde yaşanan artışa dikkat çeken uzmanlar bu durumun sağlığımız üzerinde de etkili olabileceğini anlatıyor. Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Ü Seha Akduman, bu dönemde özellikle solunum yollarıyla ilgili hassasiyeti olanların dikkatli olması gerektiğini belirterek önemli uyarılarda bulundu.
Türkiye’nin Doğu Akdeniz havzasında bulunduğunu ve dünyanın iki büyük toz kaynağı, Sahra ve Arap çölü tozlarına maruz kaldığı bilgisini veren uzmanımız, genellikle çöl bölgelerinden rüzgarlarla taşınan ince toz partiküllerinin solunmasıyla sağlık sorunlarının ortaya çıktığını anlattı. Çoğunlukla mineral ve organik maddeler içeren bu tozlar solunum yollarına girdiğinde akciğerlerden solunum yollarına, kalp-dolaşım sisteminden, gözlere kadar pek çok noktada farklı sorunlara neden olabiliyor.
Bebekler, çocuklar, yaşlılar, astım, bronşit, anfizem, kalp hastalaları ve diyabetli kişilerin bu durumdan en çok etkilenen grupta yer aldıklarını anlatan Göğüs Hastalıkları Uzmanımız “Hastalarda astım nöbetleri, solunum zorlukları ortaya çıkabildiği gibi özellikle uzun süre toza maruz kalanlarda kronik solunum ve kalp hastalıkları görülebilir” dedi.
Soluduğumuz havada olması gerekenden fazla miktardaki partikül miktarının olması solunum sistemini doğrudan etkilediğini anlatan uzmanımız “Özellikle de astım gibi solunum yolu rahatsızlıkları olan kişilerde semptomları artırabilir. Toz partikülleri solunum yollarını tahriş edebilir ve öksürük, hırıltı, nefes darlığı gibi belirtilere yol açabilir” diye konuştu.
Çöl tozlarının yarattığı bu durumun toplumda çok sık olan astım ve KOAH hastaları için de risk oluşturduğuna dikkat çeken uzmanımız sözlerine şöyle devam etti: “Bu hastaların da şikayetlerinin arttığını gözlemliyoruz. Nefes darlığı, öksürük, balgam gibi şikayetler artmakla birlikte hastalığın kontrolü de zorlaşıyor. Alevlenmeye bağlı olarak kurtarıcı ilaç ihtiyacı da artabiliyor.” Göğüs Hastalıkları Uzmanı, çöl tozlarına bağlı olarak havadaki partikül sayısının artmasına bağlı olarak yeni tanılı astım hastalarının da görülebileceğine dikkat çekti.
Çöl tozu, rüzgarlar sayesinde uzak mesafelere kat edebildiği için dünya çapında farklı bölgelerde zarar verebilir. Çöl tozlarının sağlık üzerindeki etkilerinin yanında çevresel ve iklimsel de zararları olabilmektedir. Bu sorun başta KOAH, astım ve bronşit gibi solunum problemleri olan hastalar için ciddi problemler yarabilir. Akciğerlerde biriken toz partikülleri nefes almayı da zorlaştırdığı için alerjik reakiyonlar da yaratabilir. Solunum problemlerinin yanında, gözlere giren toz partikülleri, kaşıntı, yanma, kızarıklığa de neden olabilmektedir. Aynı şekilde cilt yüzeyinde de kuruluk, tahriş ya da kaşınma gibi şikayetler ortaya çıkabilir.
Solunan havanın ideal koşullarda olmaması sadece hastaları değil tüm toplumu etkiliyor. Çöl tozları, beonşkarda ve solunum sisteminde hafif irritasgondan şiddetli öksürük, balgam ve nefes darlığına kadar giden şikayetler için zemin oluşturuyor. Uzmanımız astım, KOAH, beonşiektazi gibi kronik akciğer hastalarının yanında sigara içenler, alerjik bireyler, çocuklar, açık havada uzun süre geçirenlerdi riskin daha fazla olduğuna işaret ediyor. Hatta bu durumun kalıcı olumsuz etkiler yaratabileceğini söyleyen uzmanımız, “Hafif düzeyde bronşiyal hassasiyeti olan kişilerde çöl tozunun etkisi ile astım başlayabilir. Ayrıca ilaçsız takip edilen hastalarda da tekrar ilaç kullanma ihtiyacı artabilir.” Diyor.
Özellikle kronik akciğer ve kalp hastalarının bu dönemde çok daha dikkatli davranması gerektiğini belirten uzmanımız, korunmak için alınması gereken önlemler konusunda şunları anlatıyor: “Başta bahsettiğimiz bu grup olmak üzere bu meteorolojik olaylardan olumsuz etkilenmek istemeyenler açık havada geçirilen zamanı kısıtlamalı. Ayrıca kronik akciğer hastalarının ilaçlarını düzenli kullanmaya özen göstermesi ve havalandırma filtrelerinin bakımının yapılması da oluşabilecek olumsuzlukların azaltılmasına yardımcı olacaktır.”
Uzmanımız yeni başlayan öksürük, nefes darlığı, balgam, hışıltılı solunum, çarpıntı, göğüste baskı hissi gibi yakınmaları bulunan kişilerin, sorunun ilerlemesinin ve kalıcı hasar oluşmasının önüme geçebilmek için zaman kaybetmeden göğüs hastalıkları uzmanına başvurması gerektiğini söyledi.
Basın Yansımaları: posta | yenisafak | cnnturk | gazetepencere | cnnturk | t24 | karar
”
Alo Yeditepe