Öncelikle hijyenik koşullara uyulması haricinde mutlak olarak yasaklanan yiyecekler çok azdır. Örneğin kemoterapi ilaçları ile etkileşime girerek etkisini bozma olasılığı nedeniyle greyfurt ve ısırgan otu veya içeriği bilinmeyen çeşitli bitkiler ve bitki suları / çaylarından uzak durulmalıdır. Gereksiz beslenme ürünleri kullanılmamalıdır Unutulmamalıdır ki dengeli ve yeterli besleniliyorsa dışarıdan ekstra beslenme ürünü veya vitamin mineral takviyesine ihtiyaç olmaz. Ayrıca yapılan bilimsel çalışmalarla kanıtlanmıştır ki, bazı antioksidan ve vitamin-mineral ilaçları kemoterapi alırken zararlı olabilmektedir. Ancak beslenmenin bozulduğu durumlarda, ek beslenme ürünü gereksinimi gündeme gelirse hasta bu konuyu mutlaka doktoru ile görüşmelidir. Hasta, hekiminden habersiz herhangi bir beslenme takviyesi veya bitkisel tedavi asla kullanmamalıdır.
Tedavi süresince iyi ve dengeli beslenmenizin yararları şunlardır:
• Kendinizi daha iyi hissetmenizi sağlar,
• Gücünüzü ve enerji düzeyinizi korumanızı sağlar,
• Kilonuzu ve vücudunuzun besin depolarını korumanızı sağlar,
• Tedaviye bağlı yan etkileri daha iyi tolere edebilmenizi sağlar,
• Enfeksiyon olasılığını azaltır,
• Mümkün olan en kısa sürede iyileşmenize yardım eder.
İyi beslenme vücudun normal işleyişini sağlayan vitamin, mineral, protein ve diğer besinlerin yeterli ve dengeli bir şekilde alınması ile mümkündür. Diyetiniz kilo kaybetmemek için yeterli kaloriyi, derinizin, saçlarınızın ve diğer organlarınızın yenilenmesi için de yüksek proteinli besinleri içermelidir. Proteinler tedavi sırasında zarar gören dokularınızın yenilenmesinde görev alırlar. Ancak diyetinizde yeterli kalori yoksa vücudunuz aldığınız proteini enerji kazanmak için kullanacak ve hasarlı dokuların yenilenmesi için yeterli protein olmayacaktır.
Vücut dokularının yenilenmesi, büyüme ve bağışıklık sisteminiz için gerekli maddedir. Hastalık süresince protein ihtiyacı artar. En önemli protein kaynakları et, balık, yumurta, süt ve süt ürünleri, kuru fasulye, nohut, bezelye, mercimek ve soyadır.
Vücudun ana enerji kaynaklarıdır. Bireyin kalori gereksinimi yaşına ve aktivite düzeyine göre değişir. Karbonhidrat kaynakları meyveler, sebzeler, ekmek, pasta, buğday ve tahıllardır. Yağ kaynakları ise tereyağ, margarin, fındık, et, balık ve tavuktaki doğal yağlardır.
Büyüme, gelişme ve yiyeceklerden alınan enerjinin kullanımı için gereklidir. Günlük gereksiniminiz olan protein ve kaloriyi içeren yiyeceklerle besleniyorsanız vitamin ve mineral gereksiniminiz de karşılanıyor demektir. Ancak tedavi sırasında çeşitli nedenlerle beslenmeniz yetersizse doktorunuz tarafından vitamin ve mineral desteği kullanmanız önerilir. Doktorunuzun onayı olmadan vitaminleri kullanmayınız. Bazı vitaminlarin kemoterapilerin etkisini azaltma veya arttırma gibi etkileri olabilir.
Vücudunuzun normal fonksiyonlarını sürdürebilmesi için günde en az 8-10 su bardağı sıvı almanız gerekir. Ancak kemoterapi süresince daha fazla sıvı almaya gayret etmelisiniz. Tedaviye bağlı kusma ya da ishaliniz var ve yeterli sıvı alamıyorsanız dehidrate hale (vücudunuz için gerekli olan sıvı ve elektrolitlerin azalması) gelebilirsiniz. Doktor ya da hemşirenize dehitratasyonu önlemek için ne kadar sıvı almanız gerektiğini sorabilirsiniz. Almanız gereken günlük sıvıyı, suyun yanı sıra meyve suları, çay, kola, çorba, ayran, yoğurt gibi sıvılar olarak da alabilirsiniz. Besin gereksinimi kişiden kişiye değişir. Tedavi süresince doktor, hemşire ve diyetisyeniniz iş birliği halinde çalışarak besin gereksiniminizi belirlemeye ve gidermeye çalışacaktır. Tedavi nedeniyle yaşadığınız iştahsızlık, bulantı-kusma, tat hissi kaybı ya da değişikliği, ağızda yara, hazımsızlık, gaz, ishal ya da kabızlık gibi yan etkiler beslenmenizi olumsuz yönde etkileyebilir. Bu tür yan etkiler meydana geldiğinde doktor ya da hemşirenize iletmeniz gerekir. İlaç, diyet değişikliği ya da besin desteği gibi bazı önerilerle bu tür yan etkiler kontrol altına alınabilir.
Kemoterapi aldığınız dönemlerde ilaçlara bağlı bazı etkilerin görülebileceği önceden açıklanmıştı. İlaçlara bağlı yan etkiler görülse de, bu yan etkilerin kontrolüne yönelik önlemler alarak normal yaşamınızı sürdürebilirsiniz. Ancak bazı durumlarda yaşamınızda değişiklikler yapmanız gerekebilir. Örneğin beyaz kan hücrelerinizin düştüğü durumlarda maske takmanız istenecektir.
Hemoglobininizde düşme olursa kendinizi halsiz hissedebilir ve günlük işlerinize bazı kısıtlamalar getirmek durumunda kalabilirsiniz. Bunun yanı sıra günlük yaşantınızda alacağınız bazı önlemler tedavi döneminizi daha rahat geçirmenizi sağlayacaktır. Bu önlemlerden bazıları şunlardır:
Gribal bir enfeksiyonu veya bulaşıcı hastalığı olan bireylerden uzak durmaya çalışınız. Mümkün olduğunca sarılma ve öpüşme gibi yakın temaslardan kaçınınız.
Havasız, tozlu, sigara dumanı olan kalabalık ortamlardan uzak durunuz. Yaşadığınız odanın havadar olmasına dikkat ediniz.
Durgun suda mikroplar çabuk üreyebileceğinden vazo içinde çiçek bulundurmamaya çalışınız.
Duygularınızı paylaşabileceğiniz insanlarla konuşmaktan çekinmeyiniz ve arkadaş ziyaretlerinde bulununuz. Bu sizi yalnızlık duygusundan uzaklaştıracaktır.
Mümkünse doktorunuza danışarak tatil yapmayı ihmal etmeyiniz.
Sigara kullanıyorsanız bırakınız.
Herhangi bir nedenle doktorunuz tarafından sıvı kısıtlaması önerilmediyse; günde en az üç litre su ve sıvı gıdalar (çorba, yoğurt, muhallebi, ayran, süt, komposto vb.) alınız. Yaz aylarında terlemeyle de vücutta sıvı kaybı olacağından bu miktar dört-beş litre olmalıdır. Bu sıvı gıdaların en az bir litresini su olarak almalısınız. Normal büyüklükteki bir su bardağı yaklaşık 200 mililitreye, 5 su bardağı da bir litre suya eşdeğerdir.
Günde 5-6 öğün şeklinde az ve sık yemek yemeye çalışınız.
Meyve ve sebzeleri mutlaka iyice yıkayınız. Beyaz kan hücrelerinizin sayısı düştüğünde çiğ meyve ve sebze yemeyiniz.
Temiz ve taze olduğundan kuşku duyduğunuz hazır yiyecekleri yemeyiniz. Dışarıda yemek yiyecekseniz, güvenilir ve temiz yerler olmasına dikkat ediniz.
Ellerinizi her zaman sabunla yıkayın ve sizinle yaşayan kişileri de el yıkama konusunda uyarınız. Haftada en az iki kez banyo yapınız.
Kuaföre gidecekseniz şampuan ve tarağınızı yanınızda götürün, manikür ve pedikür yaptırmayınız.
Tıraş olurken jilet kullanmamaya özen gösteriniz. Mümkünse elektrikli tıraş makinesi kullanınız.
Giydiğiniz kıyafetlerin sıkmayan, rahat, bol ve terletmeyen kumaştan yapılmasına özen gösteriniz. Güneşin dik geldiği saatlerde dışarı çıkmayınız. Zorunlu durumlarda uzun kollu kıyafet giyiniz, şapka ya da şemsiye kullanınız, güneş ışınlarının zararlı etkilerinden koruyan yüksek koruma faktörlü güneş kremleri sürünüz.
Vücut ısınızın normal değerini (36-37°C) ve derece kullanmasını öğreniniz. Ateşiniz yükseldiğinde (38°C veya üstü) mutlaka doktorunuza veya hemşirenize bildiriniz. Kemoterapi alan hastalarda ateş, hayati tehdit oluşturan bir durumun ilk işareti olabilir. Vakit kaybetmeden doktorunuzu arayınız ve en yakın sağlık kuruluşuna başvurunuz. Bu durumda kan sayımınız yapılacak, nötrofil sayınız 500/mm3 ’ün altında çıkarsa, çeşitli kültürler alınacak ve damardan antibiyotik tedavisi başlanacaktır.
Kendinizi zorlayıcı, yorucu aktivitelerden kaçınınız. Ancak sürekli yatak istirahatının yarardan çok zarar getireceğini unutmayınız.
Düzenli yürüyüşler ve hafif egzersizler (trombosit sayınız düşük değilse) yapınız. Kendinizi halsiz hissettiğinizde dinleniniz.
ACİL DURUMLAR
• Doktor randevusunu beklemeden hastaneye gelmeniz gereken durumlar:
• 38 derece ve üzerinde ateş,
• Yeni başlayan nefes darlığı veya var olan nefes darlığında ani artış, batıcı göğüs ağrısı,
• Herhangi bin yerinizde kanama, vücutta oluşan büyük morluklar (travma olmadan)
• Göğüste ağrı ya da sıkışma hissi,
• Bilinçte bozulma / uyandırılamama.
”
Alo Yeditepe