İç Hastalıkları Uzmanı, Bitkilerin gücünden yararlanarak sağlıklı yaşlanmanın mümkün olduğunu belirterek bazılarını bildiğimiz, bazılarını ise ilk kez duyacağımız önerilerini sıraladı…
Sağlıklı yaşlanmanın ilk koşulu sağlıklı yaşamdan geçiyor. Dengeli beslenme, düzenli spor yapma, iyi ve kaliteli uyku düzeni sağlıklı bir yaşlanmayı getiriyor. Ancak bu standartların ömür boyu korunması gerektiğini altını çizen Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri İç Hastalıkları Uzmanı kişinin yaşına, aile geçmişine ve çevresel faktörleri bağlı olarak bazı bitkisel desteklerin de yarar sağlayabileceğini söyledi. Bitkilerin gücünden yararlanarak sağlıklı yaşlanmanın mümkün olduğunu belirterek bazılarını bildiğimiz, bazılarını ise ilk kez duyacağımız önerilerini sıraladı…
Yaşlanmanın da ötesinde birçok kronik hastalığın önlenmesinde ve yavaşlatılmasında antioksidanların desteğine başvurulduğunu söyleyen Uzmanımız, “A vitamini, C vitamini, E vitamini, Selenyum gibi bazı vitamin ve mineraller ciddi antioksidan etkiye sahiptir. Ancak vitamin, mineral ve besin desteklerinin mutlaka doktor kontrolünde kullanılması gerekir. Kendi kendine kullanılacak bir takviyenin başka bir ilaç veya başka bir hastalık ile etkileşerek önemli sağlık sorunlarına yol açabileceği unutulmamalıdır.” diye konuştu.
Doğu tıbbında binlerce yıldır kullanılan Gingko Bloba ağaçlarının 200 milyon yıldan uzun zamandır var olduğu biliniyor. Ömrü 3000 yıla kadar ulaşan bu bitki sağlıklı yaşlanma için doğal bir alternatif olarak değerlendiriliyor. E vitamini açısından da zengin olduğu bilinen Gingko Bloba üzerinde yapılan literatür çalışmaları, düşünme, algılama ve öğrenme ile ilgili problemlerin azaltılmasına ciddi katkıları bulunduğunu gösteriyor. Çay olarak tüketilebileceği gibi hekim kontrolünde olmak üzere ekstre kapsülleri olarak da kullanılabiliyor.
Özellikle son yıllarda değeri giderek artan zerdeçalın, hafızayı kuvvetlendirerek öğrenme becerisini artırmasının yanısıra unutkanlık, öğrenme güçlüğü gibi sorunların da hafifletilmesinde etkili olduğu belirtiliyor. Güçlü antioksidan özelliği ile birlikte bağışıklık sistemini güçlendirdiği için hastalıklara karşı korunma da yardımcı oluyor. Kilo vermeye ve ödem atmaya da yardımcı olan zerdeçal diyabetin olumsuz etkilerine karşı da savaşmada güçlü bir silah olduğunu anlatan uzmanımız, “Zerdeçalı ekstre olarak değil de baharat olarak kullanmayı tercih edenler yemeklerin içine koyabilir. Zerdeçal karabiberle kullanıldığında emilimi arttırarak bu etkilerin açığa çıkmasını da kolaylaştırıyor.” dedi.
Ginsengin antistres özelliğinin yanı sıra sakinleştirici etkiye de sahip olduğunu anlatan uzmanımız, “Salisikasit, kafeik asit, A, B1, B2, B12, C ve E vitaminleri içeren ginsengin tansiyonu, şekeri ve kişinin ruh halini düzenleyici etkisi olduğu biliniyor. Bunların yanında son dönemde yapılan çalışmalarda yaşam süresini artırdığı gösterilmiştir. Ginsengin en önemlisi Kırmızı Kore Ginsengi (Panax Ginseng)’nin lokal uygulamalarında UV ışınlarına bağlı yaşlanmada koruyucu etki yaptığı tespit edilmiştir. Yaşlanmayı geciktirmek için uzun süreli olmayan kürler halinde kullanılabilir” diye konuştu.
Ülkemizde sıklıkla karşılaştığımız ve tükettiğimiz adaçayı bitkisinin de hafızanın güçlenmesine, hatırlama yeteneğinin artmasına yardımcı olduğunu belirten uzmanımız, şu bilgileri verdi: “Alzheimer ve demans hastalıklarının gelişiminin önlenmesinde büyük etkisi vardır. İçerdiği luteolin ve apigenin gibi antioksidanlar sayesinde de yaşlanmayı geciktirici özelliği bulunur. Hekim kontrolünde olmak kaydıyla piyasa da var olan adaçayı kapsülleri kullanılabileceği gibi yağı da kıymetlidir. Günde 2 bardak çayının tüketilmesi de oldukça faydalıdır.”
Yapılan birçok araştırmaya göre, Türk mutfağında önemli bir yeri olan biberiyenin de hafıza güçlendirici etkisi bulunduğunu belirten uzmanımız “Alzheimer ve demans hastalığında bilişsel işlevi artırmaya yardımcı olduğu gözlenmektedir. Tıbbi nane yağının da benzer etkileye yol açtığı bilinmektedir. Nane yağı hafızayı geliştirir ve uyanıklık durumunu artırır” diye konuştu.
En sağlıklı ve en yüksek magnezyum kaynaklarından biri olan nohut, magnezyum eksikliğiyle ortaya çıkan sinirsel iletilerin bozulması, kas kramplarının artması halsizlik gibi sorunların ortadan kaldırılmasında önemli bir kaynak olarak gösteriliyor. Magnezyum eksikliği yaşayan bir kişinin magnezyum ilaçları kullanmasındansa haftada 2 kez nohut tüketmesi öneriliyor. Bununla birlikte demansın önlenmesinde orta yaşlardan itibaren haftada 1 kez nohut tüketilmesinin yararlı olduğu biliniyor.
İçerdikleri yüksek Omega 3 yağ asitleri nedeniyle hafızayı güçlendirici etkisiyle de değeri daha da artan ceviz, aynı zamanda kalp-damar sağlığını koruyarak, beynin kanlanmasında da önemli rol oynuyor. Cevizin içerdiği piridoksin (B6) ile de hafıza koruyucu etkisi de bulunuyor. Yine keten tohumu Omega 3 yağ asitleri açısından zengin içeriğe sahiptir. Öğütülüp başta yoğurt olmak üzere yiyeceklerle karıştırılıp tüketilmesi özellikle kan yağları yüksek kişilerde oldukça faydalıdır.
Özellikle soğuk deniz balıkları, somon, diğer deniz ürünleri gibi B12’den zengin ürünlerin sağlıklı yaşam ve yaşlanma için mutlaka tüketilmesi gerektiğinin altını çizen uzmanımız, şu bilgileri verdi: “B12 vitaminini hayvansal gıdalardan başka bir gıdadan temin etme imkanımız yoktur. Bu nedenle hayvansal gıdaların tüketimi önemlidir. B12 vitamini Nöropatik ağrıların ve Nörodejenerif hastalıkların önlenmesinde önemli bir yere sahiptir.”
Hızlı öğrenme, daha keskin düşünme ve daha iyi hafıza ile ilgili yapılan çalışmalarda yabanmersini tüketiminin öneminin ortaya konduğunu söyleyen uzmanımız “Ancak piyasada satılan yabanmersini ile karıştırılan ürünlere dikkat etmek gerekir. Kurutulmuş kırmızı meyvelere zaman zaman yabanmersini dendiğini görüyoruz. Gerçek yabanmersini mor renkte, kurutulmuşu ise siyaha yakın bir renkte olmalıdır. Hatta mümkünse taze haliyle tüketilmelidir” diyor.
Sağlıklı beslenme, düzenli bir uyku, yaşlanma karşıtı besin desteklerinin yanı sıra en önemli konulardan biri de cilt ve iskelet bütünlüğünü korumaktan geçiyor. Kollojenden zengin gıdaların alınmasının cilt güzelliğine ciddi oranda katkı sağladığı biliniyor. Kollojenin en yüksek oranda var olduğu hayvansal besin ise paça ve işkembe. Kişinin herhangi bir sağlık problemi yoksa haftada birkaç kez bu ürünleri tüketmesi faydalı bulunuyor. Yüksek kollojen oranı cildin sıkılaşmasını ve eklemlerin esnekliğinin artmasına yardımcı oluyor. Bu tarz sakatatların hazmı zor olduğundan yüksek tansiyon, kalp yetmezliği gibi hastalarda olumsuz etkiler yaratabileceği unutulmamalı ve mutlaka dikkatli tüketilmesi gerekiyor.
Dengeli beslenme şekli ile vücut için gerekli birçok vitamin ve minerali dengelemenin mümkün olabildiğini hatırlatan İç Hastalıkları Uzmanı, “Kişinin herhangi bir sağlık problemi yoksa sebze ve et tüketim dengesini koruyarak, kırmızı ve mor meyveleri tüketmek sağlıklı yaşam için önemlidir. Çilek, yabanmersini, kızılcık, ahududu, böğürtlen gibi kırmızı-mor içerikli meyveler ciddi oranda antioksidan içermektedir. Mevsiminde tüketilecek domateste yüksek oranda, A, C vitamini ve folik asit bulunmaktadır. Ayrıca pişirildiğinde miktarı daha çok artan Likopen ise çok güçlü bir antioksidan olarak kabul edilir.” diye konuştu.
Beslenmede, son günlerde sıklıkla gündeme gelen glutenden de sakınmanın doğru olacağını söyleyen uzmanımız şu bilgileri verdi: “Gluten intoleransınız tespit edilmese bile, bu gıdaları tükettikten sonra kendinizi rahatsız hissediyorsanız hayatınızdan gluteni çıkarın. Günümüzde Genetiği ile oynanmış tohumlar yüzünden Glutenin de yapısı değişmiş durumdadır. Bu nedenle, Karabuğday, siyez, karakılçık buğdayı gibi genetiğiyle oynanmamış ülkemize özgü tahılları ve unlarını kullanmak sizi sağlıklı beslenmeye bir adım daha yaklaştıracaktır.”
”
Alo Yeditepe