Dünyada her yıl çok sayıda insan böbrek yetmezliği ile karşı karşıya kalıyor. Buna karşılık, verici sayısının yeterli seviyede olmaması böbrek nakline olan ihtiyacı artırıyor. Ancak ülkemiz, organ naklinde ve bağışında 10 sene öncesine göre çok iyi bir noktada. Ayrıca kadavradan organ nakli konusunda da umut verici gelişmeler var. Beyin ölümü bildirimi sayısı da giderek artıyor.
Yeditepe Üniversitesi Hastanesi’nin amacının; organ yetmezliği nedeniyle yaşam savaşında zorda kalmış insanlara yardım etmek ve yaşam kalitesini arttırmak için çalışmak olduğunu dile getiren Nefroloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Gülçin Kantarcı, hastane olarak organ bağışını arttırmak ve farkındalık yaratmak amacıyla eğitimler ve organ bağış kampanyaları düzenlediklerini söyledi.
Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Nefroloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Gülçin Kantarcı organ bağışı ve böbrek nakli ile ilgili merak edilen sorularımızı cevapladı.
Kronik böbrek yetmezliği olarak nitelendirdiğimiz; böbreklerin temel görevi olan; gıda veya ilaç olarak aldığımız maddelerin gerektiği kadarını kullanıldıktan sonra atılması gereken kısmını kandan temizlemek ve idrar oluşturarak dışarı atma işlevini geri dönüşümsüz olarak yapılamadığı durumların ileri evresinde olan hastalara böbrek nakli gereklidir. Kronik Böbrek yetmezliğinin ileri evresinde tanı alan hastalar ve uygun böbrek vericisi bulunamayan hastalara hemodiyaliz veya periton diyalizi uygulanır. Ülkemizde halen diyaliz tedavisi gören yaklaşık 60.000 böbrek hastası vardır. Kronik böbrek hastalığının böbrek destek tedavisi gerektiren evresi olan son dönem böbrek yetmezliğinin başarılı ve seçkin tedavi şekli böbrek nakli (transplantasyonu) tedavisidir.
Böbrek nakli için gereken organ iki kaynaktan sağlanabilir: Canlı vericiden ve Kadavradan ( Beyin ölümü gerçekleşmiş kişi)
Hasta olan kişinin birinci dereceden (anne, baba, çocuk) dördüncü dereceye (amca çocuğu, teyze çocuğu, kardeşinin torunu… ) kadar olan akrabaları canlı verici olabilirler. Benzer şekilde hastanın eşi ve eşinin 4. dereceye kadar olan akrabalarından da böbrek alınabilir. Ayrıca duygusal yakınlığı olan ancak akraba olmayan vericiler de sağlık müdürlüklerine başvurarak etik kurul onayı almaları halinde organ vericisi olabilirler. 18 yaşından küçükler organ vericisi olamazlar. Bir insanın organ vericisi olması için gönüllü olması şarttır.
Beyin ve beyin sapı fonksiyonlarının geri dönüşümsüz olarak kaybolmasıdır. Bu kişiler yoğun bakım ünitelerinde verilen tüm tıbbi desteğe rağmen bir süre sonra diğer hayati organlar da fonksiyonlarını kaybederler. Beyin ölümü tanısı almış kişilerin hayata dönmesi mümkün değildir.
Beyin ölümü kavramını tam olarak anlaşılamamaktadır: Beyin ölümü tıbbi bir ölümdür, geri dönüşümsüz bir süreçtir.
Genel çekincelerden birisi; vücut bütünlüğünün bozulması endişesidir ki, Vücut bütünlüğü asla bozulmaz.
Organların kime takılacağı ile ilgili şüphelerde organ bağışından çekinilmesine neden oluyor. Bu durumda şöyle ifade edebiliriz: Zengin-fakir, din-dil, ırk-cinsiyet ayrımı gözetmeksizin, öncelikle doku ve kan grubu uyumuna göre, tıbbi aciliyet göz önünde bulundurularak, Sağlık Bakanlığı ULUSAL KOORDİNASYON SİSTEMİ tarafından bekleme listelerindeki acil vakalar taranır ve en uygun alıcı belirlenerek nakil gerçekleştirilir.
Organ bağışı, kişinin hayatta iken kendi iradesiyle, organlarının bir kısmını veya tamamını ölümünden sonra başkalarının tedavisi için kullanılmak üzere izin vermesidir. 2238 Sayılı Organ ve Doku Alınması, Saklanması, Aşılanması ve Nakli Hakkında Kanuna göre ‘18 yaşını aşmış, akıl ruh sağlığı yerinde, mümeyyiz olan herkes organ bağışında bulunabilir’. Bağış yapılabilecek yerler; tüm devlet hastaneleri, özel hastaneler, sağlık ocakları, sağlık müdürlükleridir. Prosedür olarak bir form doldurulup organ bağış kartınız veriliyor. Yapılan organ bağışları o hastanenin organ nakli koordinatörü veya hastanece görevlendirilmiş yetkili kişisi tarafından internet üzerinden SAĞLIK BAKANLIĞININ ORGAN VE DOKU BAĞIŞI BİLGİ SİSTEMİNE girilir. Bakanlık yetkilileri dışında kimsenin bu bilgileri görmeye yetkisi yoktur. Kartınızın üzerinde bulunan bilgiler de organ alımı için hiçbir zaman yeterli değildir. Kişinin vefatı durumunda üzerine kart bulunsa bile yakınlarının onayı gereklidir. Bu nedenle organ bağışında bulunan kişiler yakınlarına bağışta bulunduğunu bildirmeleri önemli bir husustur.
Öncelikle kadavradan organ naklinin arttırılması hedeflenmeli. Ülkemizde organ bağışıyla ilgili farkındalık yaratacak kampanyalar ve organ bağışındaki problemlerin Tıbbi, Etik, Yasal, Dini, Politik kaynaklarını irdeleyici araştırmalar yapılmalı. Çözüm ancak bu çalışmaların sonucunda ortaya çıkan gerçeklere göre yapılacak planlamalar ile sağlanır.
Ameliyattan sonra hastanede kalma süresi her şeyin uygun olduğu koşullarda 1-3 haftadır. Artık hastaların yeni böbreğiyle yeni bir yaşam süreci başlıyor. Nakil olduktan sonra böbrek hastalarının normal bir aile ve ev hayatı sürmesi, sosyal hayata dönmesi, daha önceden yaptığı işi yapması mümkündür. Yalnız nakilden sonra beden gücünün yerine gelmesi biraz zaman alabilir.
Nakilden sonraki ilk 6 ay organ korunması ve fırsatçı enfeksiyondan korunmak için çok dikkat edilmelidir.
Böbrek nakli olduktan sonra zararlı maddelerin yeni böbrek tarafından kandan hızla temizlenmesiyle hastanın iştahı açılır. Öte yandan yeni ve normal bir hayata kavuşmak da iştah üzerinde olumlu etki yapar. Aynı zamanda kortizonlu ilaçların iştahı arttırdığı da unutulmamalıdır.
Bu nedenlerle çoğu kez hastalar böbrek nakli olduktan sonra çok yemek yiyerek kilo alırlar. Kilo artışı ile metabolizma sonucunda ortaya çıkan ve böbrek tarafından uzaklaştırılan atık ürünlerin miktarı artar. Bu durum böbreğe ayrı bir yük getirir ve böbreğin zarar görme olasılığı artar. Ayrıca aşırı yemek, kan şekerinde de yükselmeye neden olabilir.
Gerek canlı vericiden, gerekse kadavradan yapılan başarılı böbrek transplantasyonlarında diyaliz tedavilerinde olduğu gibi böbrek fonksiyonlarından bir kısmı değil, tümü yerine getirilir. Buna ek olarak, hem böbrek fonksiyonları tamamı ile yerine getirildiğinden, hem de hastalar için sürekli diyaliz işlemlerinin oluşturduğu fiziksel ve psikolojik zorluklar ortadan kalktığından dolayı yaşam kalitesi daha iyidir.
Canlılar vücuduna yabancı olan farklı yapıtaşlarını ( bunlara antijen diyoruz) bağışıklık sistemimizin bir işlevi olarak tanıyarak ortadan kaldırmaya veya etkisizleştirmeye çalışır. Bir başka değişle vücudumuzun yapıtaşları olan hücreler bağışıklık sistemi tarafından tanınmayı sağlayan antijenlere sahiptir. Bağışıklık sistemi bu antijenleri tanır ve vücudumuza ait olan hücrelere karşı savaşmaz. Vücuda dışardan giren bir hücre ise farklı antijenler barındırdığından yabancı olan antijenler bağışıklık sistemini harekete geçirir. Bağışıklık sistemi yabancı gördüğü bir mikroba karşı savaştığı gibi nakledilen organı da yabancı görebilir ve ona karşı koyar. İşte bu aktivasyonu en aza indirmek için bağışıklık sistemi baskılayıcı ilaçlar kullanılır. Bu nedenle vücut yabancı organı hiçbir zaman unutmayacağı için bu ilaçları organ yaşadığı müddetçe kullanmak gerekir. Nakil sonrası bağışıklık sistemini baskılayıcı ilaçlar ile geçici süreli kullanılan antibiyotik dediğimiz insan vücudunda bakterilerle savaşan ilaçlar ve antiviral dediğimiz viruslarla savaşan ilaçlar kullanılır. Gerekli durumlarda tansiyon ilacı, kolesterol düşürücü ilaçlar gibi ilaçlar da eklenebilir. Ameliyattan sonra ilk 6 ay bu ilaç kullanımı yoğun olmaktadır. 6. aydan sonra kişinin klinik seyrine göre kullanılan ilaç sayısında ve bazı ilaçların dozlarında azalmalar yapılabilir. Özellikle bağışıklık sistemini baskılayıcı ilaçların düzenli kullanımı böbreğin sağlığı için büyük önem taşır.
Böbrek nakli olmak isteyen ileri evre böbrek yetmezliği olan hastalar Organ Nakli Merkezlerine başvurmalıdır. Nefroloji polikliniklerinde değerlendirilen hastalar böbrek nakli adayı iseler Organ nakli koordinatörlerine ve organ nakli cerrahlarına yönlendirilmektedirler. Canlı vericisi olanların hasta ve verici adayının ayrıntılı değerlendirilmesinden sonra eğer böbrek nakline engel herhangi bir durum yok ise kısa süre böbrek nakli böbrek naklinin gerçekleştirilir. Canlı verici adayı olmayan hastalar ise gerekli tüm tetkikleri kan ve doku grubu analizleri dahil yapılarak başvurduğu organ nakli merkezinden ulusal kadavra bekleme listesine kayıt edilirler.
Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri böbrek nakli merkezi olarak bizim bünyemizde de kendini kanıtlamış, deneyimli bir ekip tarafından böbrek nakli yapılmaktadır. Amacımız organ bekleyen böbrek yetmezlikli hastalara daha sağlıklı, daha güvenli ve daha kaliteli bir ortamda yardım elimizi uzatmak.
Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Organ Nakli Merkezi | Böbrek Nakli ile ilgili detaylı bilgi almak için sayfayı ziyaret edebilirsiniz.
”
Alo Yeditepe