Güneş ışınlarının azalması ve D vitamini düzeyinin düşmesiyle birlikte, hem fiziksel hem de psikolojik sorunlar ortaya çıkabiliyor. İç Hastalıkları Uzmanı kış yorgunluğundan etkilenmemek için öneriler verdi.
Güneşin kendini daha az gösterdiği kış günlerinde, vücudumuzun daha az serotonin salgılaması, kış yorgunluğunu da beraberinde getiriyor. Güneş ışınlarının azalması ve D vitamini düzeyinin düşmesiyle birlikte, hem fiziksel hem de psikolojik sorunlar ortaya çıkabiliyor. Yeditepe Üniversitesi İç Hastalıkları Uzmanı kış yorgunluğundan etkilenmemek için öneriler verdi.
Mutluluk hormonu olarak bilinen serotonin, oksijen ve güneş ışığıyla birleştiğinde, kişinin kendini daha mutlu ve enerjik hissetmesini sağlıyor. Ancak kış aylarında güneşli günlerin azalması, artan hava kirliliği, oksijen seviyemizin azalmasıyla birlikte, serotonin salgısı da azalıyor; yorgunluk artıyor. “Bu durum bağışıklığın da zayıflamasına ve daha kolay hastalanmaya neden oluyor” dedi.
Serotoninin, mide bağırsak ve sindirim sisteminin doğru çalışabilmesi için önemli olduğunu söyleyen Uzmanımız, en büyük desteğin doğru beslenme olduğunu hatırlatarak, sözlerine şöyle devam ediyor: “Kış aylarında özellikle taze sebze ve meyvelerin tüketimi çok önemlidir. Çünkü serotonin, triptofan denilen bir madde tarafından sentezleniyor. Vücutta yapılamayan bu maddenin en önemli kaynağı, et, süt ve süt ürünleri ile kış sebzeleri ve meyveleridir. Özellikle, brokoli, lahana, ıspanak, patates gibi sebzeler de triptofan açısından zengindir. Bununla birlikte, bakliyatları ve özellikle kaju, ceviz, fındık, antep fıstığı, badem gibi besinleri yeterli miktarda tüketerek vücudumuzda serotonin salgısını artırmak mümkün.”
Serotonin seviyesi düşük kişilerde, depresyon daha fazla ortaya çıkabiliyor. Günümüzde kullanılan birçok antidepresan ilacın vücuttaki serotonin yıkımını engellemek veya geciktirmek için kullanıldığını hatırlatan uzmanımız, “Ancak serotonin eksikliğinde yerine koyma şansımız bulunmuyor. Bu nedenle serotonin salgısını attıracak gıdaları yoğun olarak tüketerek, güneşli günlerde açık havada yürüyüşler yaparak eksilen serotonini tamamlamak mümkün olabiliyor. Sabahları yorgun uyanmak, gün içerisinde enerji sorunu yaşamak, serotonin eksikliğinin belirtisi olabilir. Bir kişinin vücudunda serotonin eksikliğini ancak laboratuvar testleriyle anlaşılabilir. Dolayısıyla bu şikayetleri yaşayanların mutlaka doktor kontrolünden geçmeli. Eksik olan vitaminleri tespit ederek yerine koymak, doğru beslenmeye ve spora yöneltmek hastayı oldukça rahatlatacaktır” diye paylaşıyor.
Soğuk kış günlerinde hem bağışıklığı güçlendirmek, hem de yorgunluğu gidermek için kullanılabilecek bitkisel alternatifleri şöyle sıralıyor: “Yeşil çay içeriğindeki kafein nedeniyle zihinsel algılamayı artırır. Kış yorgunluğunun hafifletilmesinde Gingo Bloba stresi azaltan, canlılık ve enerji veren özelliği nedeniyle tercih edilebilir. Özellikle akşam yemeğinden sonra bir bardak papatya çayı içmek günün gerginliği almasının yanında, hem sindirimi kolaylaştırır hem de yorgunluğunun giderilmesini destekler. Soğuk su balıklarında bulunan Omega 3’ün ve zeytinyağında bulunan Omega 9’un depresyon önleyici, dinçlik veren, sakinleştirici etkisinden yararlanılabilin. Ginseng de uyarıcı ve canlandırıcı etkisi ve vücuttaki regülatör yani dengeleyici özelliği nedeniyle, kan şekeri ve tansiyonu dengelemekte kullanılabilir.”
Yaşanan şikayetleri gidermek için kullanılan bitkisel desteklerin mutlaka hekim kontrolünde yararlanılması gerektiğinin altını çizen uzmanımız, sözlerine şöyle devam ediyor: “Çünkü asıl neden, B12, folik asit eksikliği ya da kansızlık olabileceği gibi altta yatan farklı bir hastalığın da yansıması olabilir. Genel bir muayene ile birlikte testlerin değerlendirilmesi çok daha doğru olacaktır. Kişinin test sonuçları normalse, fiziksel bir problemi yoksa ve herhangi bir ilaç ile etkileşim göstermeyecekse bazı destek tedavileri kullanılabilir.”
”
Alo Yeditepe