Yaza sayılı günler kaldı. Pandemi nedeniyle her ne kadar kısıtlanmış olsak da deniz, kum ve güneş hayalleri kurmaya devam ediyoruz. Şortlar, mayolar dolapta ön sıraya yerleştirilmeden bazı hazırlıklar yapmak şart.
Estetik ameliyatlara olan ilgi her mevsim yüksek olsa da yaz aylarına doğru biraz daha arttığını söylemek herhalde yanlış olmaz. Baharda en sık liposuction, burun estetiği, karın germe, meme büyütme, meme küçültme ve meme dikleştirme işlemlerine ilgi gösterildiğini belirten Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Plastik, Rekonstrüktif, Estetik Cerrahi uzmanları “Bu operasyonların yaz aylarında istenmesinin nedeniyse mayo ve bikini giyildiğinde vücudun daha iyi ve daha formda görünmesini sağlamak. Ayrıca büyük memelere sahip kadınlar sadece estetik nedenlerle değil, yazın artan sıcaklıkların pişik ve mantarlara neden olması nedeniyle de yaz öncesi küçültme talebinde bulunuyor. Liposuction ise ayak bileğinden boyna hatta gıdı bölgesine dek uygulanabiliyor” diyor.
Birçok kişi bırakın ameliyat olmayı, rutin kontrol için dahi hastaneye gitmekye çekinirken, estetik cerrahiden kaçınılacağını düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Uzmanlar pandemi sürecinde Türk hastalarda estetik operasyonlara olan ilginin azalmadığını, aksine arttığını gördüklerini belirterek, şunları söylüyor: “Bunun nedeni uzun süre evde kalmak, özellikle de hareketsizlik olabilir. Bu dönemde daha az spor yapıldığı ve daha çok yemek yendiği için kilolar artabilir. Geçen yaz yasaklar kalktığı andan itibaren bir önceki döneme göre daha çok operasyon yaptık. Pandemi döneminde geçmişe oranla yaklaşık yüzde 20-25 daha fazla operasyon yapıyoruz diyebilirim.”
Plastik, Estetik ve Rekonstrüktif Cerrahi uzmanları en sık tercih edilen estetik operasyonlar hakkında şu bilgileri veriyor:
Yaza girerken en sık meme büyütmeye talep oluyor. Ergenlik sonunda, 16-18 yaş civarında meme son şeklini alıyor. Hamilelik, aşırı kilo alıp verme gibi durumlardan sonra da memenin hacmi ya da şekli değişebiliyor. “Meme protezinin iki özelliği var: İlki memenin dikleşmesini; ikincisi de memenin büyümesini sağlıyor” diyen Uzmanlar, şöyle devam ediyor: “Meme protezleri konulduğunda memede her zaman büyümeye neden olsa da protez her hastada dikleştirmeye yol açmıyor. Seçilmiş hastalarda büyütme ve dikleştirme birlikte yapılabiliyor. Meme dikleştirme işleminde ise normalde meme başının memenin altındaki oluktan daha yukarıda durması gerekiyor. Olukla aynı hizadaysa ya da aşağıya inmişse memede sarkmanın başladığı veya sarkma oluştuğu anlamına geliyor. Meme dikleştirme işleminde, istenmesi halinde memenin hacmini de azaltarak bir dikleştirme işlemi yapabileceğimiz gibi, meme hacmiyle hiç oynamadan sadece memenin toparlanarak, dikleştirilmesi işlemini de yapılabiliyor.”
Meme küçültme; çok büyük ve sarkık ya da büyük memelerde memenin hacmini ve ağırlığını azaltmaya yönelik yapılıyor. Özellikle yaz aylarında terlemenin artmasıyla birlikle memelerin altında ve arasında pişikler ya da mantarlar oluşabiliyor. Hastaların memeleri büyük olduğu için boyun ve bel bölgelerinde de ağrıya yol açabiliyor. Hastaların yaz mevsiminden önce, özellikle bahar aylarında ameliyat olmak istediklerini vurgulayan Uzmanlar, “Bu üç ameliyatın da iyileşme süreci yaklaşık 10 gün sürüyor. Hasta 10 gün içinde normal hayata dönmeye başlıyor. Üç hafta içinde günlük hayata dönebiliyor ve altı hafta içinde bütün sporları yapabilecek hale geliyor” diyor.
Uzmanlar, burun estetiğinin resmi olarak 18 yaşından sonra yapılabildiğini ama 20 yaşından sonra yapılmasının daha uygun olduğu belirtiliyor. Bu ameliyatla, kişinin yüzüyle uyumlu bir burun şekli elde etmek amaçlanıyor. Önemli olanın mükemmellikten çok doğal görünüm olduğunu söyleyen Estetik Cerrahi Uzmanları, “Çok mükemmel olduğu zaman görüntü insanların yüzünde yapay durabiliyor. Estetik ameliyat olduğunun anlaşılmayacak kadar güzel olması ve hastaların başkaları tarafından burnun ameliyatlı olduğunun fark edilmemesi büyük önem taşıyor” diyor.
Burun estetiğinin sonrasındaki 7-10’uncu günde dikiş ve ateller alınıyor. Hastanın yaklaşık sekiz hafta gözlük takmaması gerekiyor. “Eğer yazın güneş gözlüğü takmak istiyorsanız, bu ameliyatı yaptırdığınızda sekiz hafta güneş gözlüğü kullanmamanız gerektiğini bilmeniz önemli” diyen Estetik Cerrahi Uzmanları, şöyle devam ediyor: “Bu ameliyatta da hasta 10 gün sonra normal günlük işlerine dönebiliyor. Kemik, ortalama 6-8 haftada kaynadığı için bu süre zarfında burnunuza darbe almamanız çok önemli. Herhangi bir sorun olmazsa 6-8 hafta sonra burun kemiği kaynayarak, ameliyat öncesi haline geliyor. Bu süre geçildikten sonra burun darbelere daha dayanıklı oluyor. Burun estetiği yazın da yapılabiliyor ama biraz önce de üzerinde durduğumuz gibi güneş gözlüğü takılamayacağı için sıkıntı yaşanabilir. Bunun dışında kışın ya da yazın burun estetiği olmak arasında bir fark olmuyor.”
Karın germe operasyonları, mini ve tam karın germe işlemleri olmak üzere ikiye ayrılıyor. Mini karın germede, göbek deliğinden herhangi bir işlem yapılmıyor. Sezaryen izi boyutunda ya da hafif daha büyük olarak sezaryen izinin olduğu yerden bir kesi yapılarak, özellikle genital bölge ile göbek arasındaki cilt sarkıklıklarının azaltılması hedefleniyor. Tam karın germede ise leğen kemiğinin iki kenarı arasında, yaklaşık sezaryen izi ile aynı hizada bir kesi yapılıyor ve dışarıdan bu iz görünmüyor. Bölgedeki fazla deri alınıyor. Yeni bir delik açılarak, göbek deliği buradan çıkartılıyor. Eğer ihtiyaç varsa, özellikle hamilelik sırasında birbirinden ayrılmış olan karın kasları tekrar birbirine dikilerek karına içeriden bir korse yapılarak sıkılaşması sağlanıyor. Operasyon, hemen her zaman liposuction ile kombine edilebiliyor. Burada da önemli olan, göbek ile genital bölge arasında kalan bütün çatlakların bu ameliyat sayesinde giderilmiş olması... Ancak göbek bölgesinin üzerindeki çatlaklar tam karın germe sonrası ortadan kalkmıyor.
Bu ameliyatlar; özellikle erken dönemde bir çocuk planlamayan, göbekle genital bölge arasında gevşeklik olan veya aşırı çatlakları bulunan kadınlar için ideal. 10-14 gün içinde iyileşme sağlanıyor. Ameliyatı takip eden üçüncü haftada bütün ev işlerine, altı hafta sonra da tüm sporlara başlanabiliyor. Yaz öncesinde ya da sonrasında yapılmasında bir problem yaşanmaz. Ancak böyle bir ameliyattan sonra dört hafta denize ya da havuza girmemek gerektiğinin unutulmaması önem taşıyor.
Yağ dokusunun vücuttan uzaklaştırılması için küçük deliklerden girilerek yapılan yağ emme işlemleri liposuction olarak tanımlanıyor. Liposuction operasyon sırasında kullanılan cihazlar temel alınarak; lazer, ultrason, güç yardımlı ya da klasik olarak farklı türlere ayrılıyor. Temel olarak; bir enerji vererek yağın parçalanmasını ve emilmesini içeriyor. Lipolizde ise yağ emilmiyor, vücutta bırakılıyor. Bu liposuction sistemlerinden hangisinin kullanılacağı doktor ve hastanın tercihi olabiliyor. Lipoliz işlemlerinde yağ parçalansa da yerinde bırakılıyor, emilmiyor. Lipoliz nispeten az yağ içeren bölgelerde sıkıntı yaratmasa da daha büyük miktarda yağ içeren bölgelerde dikkatle kullanılması gerekiyor.
Liposuction işleminde 2, 3 veya 4 mm’lik kanüller kullanılıyor. Yapılan her bir uygulamada çekilen yağ miktarının 4-6 litreyi geçmemesi önemli. Doç. Dr. Bingöl, bu uygulamanın bir zayıflama yöntemi olmadığını da belirtiyor: “Özellikle vücudun belli bölgelerinde yağlanması olan hastalar için uygun oluyor. Bu ameliyatı olduktan sonra iki haftası gece-gündüz, son haftası da yapılan bölgeye göre değişmekle birlikte sadece ayaktayken yani toplam üç hafta korse takılması gerekiyor. Ameliyat gününden itibaren hasta yürütülüyor. Ancak tansiyonu ya da kanamayı arttırmaya neden olacak spor yapılması önerilmiyor. Hafif yürüyüşler yapılmasına izin veriliyor. Hastanın, ameliyat yapılan bölgesine göre uyulması gereken belirli kısıtlamalar oluyor. Örneğin, liposuction baldıra yapıldıysa ameliyattan sonra özellikle bu bölgenin altına bir yükselti konulması isteniyor. Gıdı bölgesine yapıldıysa, yatarken iki yastık kullanılması öneriliyor. Hasta üç hafta içinde bütün günlük işlerine dönebiliyor. Altı hafta sonunda da spor yapmaya başlayabiliyor.”
”
Alo Yeditepe