Tüm dünya üzerinde meme kanseri, deri kanserlerinden sonra kadınlarda en sık görülen kanser türü olarak yer almakta. İstatistiklere göre, dünyada her sekiz kadından birinin hayatının belirli bir döneminde meme kanserine yakalandığını söyleyen Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Plastik, Rekonstrüktif, Estetik Cerrahi uzmanı meme kanseri sonrası kaybedilen memenin, Plastik, Estetik ve Rekonstrüktif Cerrahi uygulamalarıyla geri kazanılabildiğini vurguladı.
Kadınların meme kaybı sonrası yaşantılarını tekrar normalleştirebilmeleri için meme onarımlarının önemli bir katkı sağladığı bilgisini veren Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Plastik, Estetik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı modern teknik ve uygulamalar ile her hasta için uygun bir meme onarım tekniğinin mutlaka bulunduğuna da işaret etti.
Kemoterapi ve radyoterapi gibi diğer yöntemler, asıl tedavi yöntemi olan cerrahinin etkinliğini ve başarısını artırmada büyük öneme sahip ve meme kanseri tedavisinin ayrılmaz bir parçası. Meme kanserinin tipi ve yayılımı uygulanacak tedavinin şeklini belirlemekte. Meme onarımında amacın doğala en yakın görünümü ve simetriyi sağlamak olduğunu belirten uzmanımız, "Günümüzde sadece bazı merkezlerde yapılabilen meme derisinin ve meme başının korunduğu mastektomi ameliyatları sayesinde gerçeğe en yakın görünümü elde etmek mümkündür. Meme onarımlarında 2 önemli faktör bulunmaktadır. Bunlar, ne zaman onarımın yapılacağı ve hangi yöntemin kullanılacağıdır" dedi.
Onarımın zamanlaması ile ilgili olarak iki seçenek bulunduğu bilgisini veren uzmanımız eşzamanlı yapılan onarımın meme kanseri cerrahisi ile birlikte aynı anda yapıldığını belirterek günümüzde eşzamanlı onarımların daha çok tercih edildiğini böylece hastaların meme kanserine bağlı meme kaybının neden olduğu psikolojik travmaları daha az yaşadıklarını söylüyor. İkinci seçenek olan geç onarım ise meme kanseri cerrahisinden bir süre sonra yapılır. Tedavi ve onarım süreçleri bir bütündür. Meme onarımının günümüzde meme kanseri tedavisinin bir parçası haline geldiğini ifade eden uzmanımız konuya dair görüşlerini şöyle dile getirdi: "Meme onarımı ile ilgili en önemli nokta yapılacak onarımın meme kanserinin tedavisini geciktirmemesi ve tedaviye olumsuz etkisinin olmamasıdır. Asıl öncelik hastalığı tedavi edebilmektir. Bu nedenle Meme Cerrahı, Onkolog, Plastik, Estetik ve Rekonstrüktif Cerrahların multidispliner bir çalışma yapması gerekmektedir. Uygulanacak tedavinin hangi tip onarıma uygun olduğuna karar vermek gerekir. Bu aşamadan sonra hastanın Plastik, Estetik ve Rekonstrüktif Cerrahi tarafından ayrıntılı olarak değerlendirilip en uygun yöntemin belirlenmesi başarılı bir meme onarımı için temel şarttır. Meme kanseri operasyonunda ya sadece kanserli meme dokusu çıkartılır ya da kanserli meme dokusuyla birlikte üzerindeki meme derisi ve/veya meme başının çıkartıldığı yöntem uygulanır. Meme kanserinin cerrahi tedavilerinde (mastektomi) deri ve meme başını da koruyucu ameliyatlar son yıllarda popülarite kazanmıştır. Meme başı ve meme derisinin korunduğu ameliyatlarla beraber aynı seansta meme onarımı (rekonstrüksiyonu) estetik ve fonksiyonel olarak daha başarılıdır."
Meme Kanseri tedavisinin tam, eksiksiz ve her yönüyle yapılabilmesi için multidispliner çalışma ve koordinasyonun şart olduğuna dikkat çeken uzmanımız hedefin kanserin vücuttan tam olarak uzaklaştırılması ve estetik açıdan en iyi sonucu alabileceğimiz yöntemlerin tercih edilmesi olması gerektiğine de işaret ediyor: "Bunun için meme başının ve meme derisini koruyucu cerrahi ile eşzamanlı meme onarımı yöntemini kullanmak önem taşımaktadır. Böylece hasta tek seferde hem meme kanseri cerrahi tedavisini olur hem de meme kaybının yaratacağı olumsuzluklardan uzak kalır." Meme onarımı ameliyatı öncesinde aşağıdaki sıralanan kurallara uyulursa iyileşme daha hızlı olacaktır:
”
Alo Yeditepe