Yaş ve cinsiyet ayrımı gözetmeksizin herkesi ilgilendiren lenfoma tedavilerinde son 30-40 yılda yaşanan gelişmeler dikkat çekiyor. Günümüzde hastalığın biyolojik ve genetik özelliklerine göre risk gruplarının belirlenmesi ve tedavi seçeneklerindeki artış, yüz güldürücü sonuçlara ulaşılmasını sağlıyor. Özellikle çocukluk çağı lenfomalarının bugün büyük çoğunluğunun tedavi edilebildiğini söyleyen Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi Çocuk Hematoloji ve Onkoloji Uzmanı Dr. Çetin Timur, 15 Eylül Dünya Lenfoma Günü dolayısıyla önemli açıklamalarda bulundu.
Çocukluk kanserlerinde ülkemizde yüzde 20 ile lösemiden sonra ikinci sıklıkta görülen lenfoma, nedeni tam olarak ortaya konamamış kanserlerden biri. Hodgkin lenfoma (HL) ve Hodgkin dışı lenfomalar (NHL) olarak iki ana gruba ayrılıyor çok sayıda alt tipleri bulunuyor. Lenfoma görülme sıklığı yaş ve toplumlara göre farklılık gösterebiliyor. İstatistikler ülkemizde hastalığın görülme sıklığının yüz binde 4 olduğunu gösteriyor.
NHL tüm çocukluk çağı kanserlerinin yüzde 15’ini oluşturuyor ve yaşla birlikte görülme sıklığı artıyor. Hastalık bütün yaş gruplarında erkek çocuklarda daha sık görülüyor. Özellikle 15 yaşın altındaki vakaların yüzde 75’ini erkekler oluşturuyor. Hastalığın biyolojik ve genetik yapısının anlaşılmasıyla birlikte tedavi alternatiflerinin de arttığını söyleyen, Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi Çocuk Hematolojisi Uzmanı Dr. Çetin Timur, özellikle erken tanı ile çocuklarda tama yakın tedavi başarısı elde edilebildiğini belirtiyor.
En fazla çocuklarda ve genç erişkinlerde görülen; ateş, lenf bezi büyümesi, boğaz ağrısı veya anjin ile seyreden ve “öpücük hastalığı” ismiyle de bilinen “Enfeksiyöz mononükleoz” geçirmiş kişilerde, Hodgkin lenfoma görülme olasılığı genel popülasyona göre üç kat daha fazla risk taşıyor. Ayrıca bağışıklık sistemi yetmezlik virüsü HIV (AIDS) taşıyan kişilerde de lenfoma görülme sıklığı artıyor. Bunların dışında radyasyona ve bazı kimyasal maddelere maruz kalma, tarım sektöründe kullanılan ilaçlar ve hamilelikte kullanılan bazı ilaçların da lenfomalardan sorumlu olduğunu gösteren çalışmalar bulunuyor.
Lenfoma tedavisinde de diğer hastalıklarda olduğu gibi erken tanı ve tedavinin hayati önemi bulunuyor. Ebeveynlerin, boyunda, koltuk altında, kasıktaki lenf bezesinde ağrısız şişlikler, ateş, gece terlemeleri, halsizlik, iştahsızlık, tartı kaybı gibi belirtileri gözlemlediğinde zaman kaybetmeden çocuk hematoloji-onkoloji uzmanına başvurmaları gerekiyor. Her lenf bezi büyümesi lenfoma anlamına da gelmiyor. Çocuklarda basit enfeksiyonlarda bile lenflerde büyüme görülebildiği için sorunu önemsemek gerekiyor.
Son yıllarda özellikle tedaviye dirençli ve tekrarlayan vakalarda kök hücre nakli ve akıllı ilaçlar kullanıldığını belirten Uzm. Dr. Çetin Timur, “Çocukluk çağı lenfomasında amacımız, hastanın ömrünü bir kaç yıl uzatmak değil, çocuğun sonraki yıllarını yaşıtları gibi sağlıklı ve hastalıksız yaşamasını sağlamaktır. Spesifik tedaviler sırasında enfeksiyon önlemleri ve tedavisi, beslenme desteği gibi destek tedavileri de önem taşıyor. Ayrıca tedavi süresince hem çocuklara, hem de aile bireylerine psikolojik ve sosyal destek sağlanması tedavinin başarısında önemli rol oynuyor” diyor.
”
Alo Yeditepe