Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Çocuk ve Ergen Sağlığı Uzmanı Yard. Doç. Dr. Oğuzhan Zahmacıoğlu ile Beslenme Diyetetik Uzmanı değerlendirdi.
Sınavın; hâlihazırda çocuğun ruhsal yapılanmasında var olan kaygıyı tetikleyip gün yüzüne çıkaran en önemli dış etkenlerden birisi olduğunu söyleyen Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Çocuk ve Ergen Sağlığı Uzmanı Yard. Doç. Dr. Oğuzhan Zahmacıoğlu "sınav kaygısı" tabirinden çok, “kaygılı bir kişinin sınav karşısında yaşadığı sıkıntıları” ele almanın daha doğru bir yöntem olacağını vurguladı.
Sınav öncesinde velilere de ciddi görevler düştüğünü ifade eden Zahmacıoğlu, “Sınavdan önceki gün yetişkinlerin yapabileceği şey; evde sükûneti ve dinginliği sağlamak olabilir. Bu da, düşünülenin aksine, az konuşmaktan geçer. Ertesi gün sınava girecek çocuğa daha önce defalarca duyduğu şeyleri hatırlatmanın, hatta “rahat ol, kafaya takma” gibi popüler söylemlerin gereği yoktur. Çocuğun sevdiği bir aktiviteye- eğer davet ederse- iştirak etmek, konuşmak isterse dinlemek, beden dilimizle, bakışlarımızla rahatlatıcı olabilmek yeter de artar.”
Oğuzhan Zahmacıoğlu, ailelerin, yaşadığımız ülke gerçeklerinden soyutlanıp sınav hakkında kaygılanmamalarını beklemenin hayal olacağını belirterek, “Hepimiz biliyoruz ki; sınav, en nihayetinde, “iyi yaşam” denilen o soyut hedefe varmak adına girişilen amansız bir savaş haline geldi/getirildi. Dolayısıyla anne babaların bu sosyal fırtınanın dışına çıkmaları mümkün görünmüyor. Prestijli bir okulda okumanın önemli bir kazanım olduğu gerçeği fazlasıyla cilalandı, “iyi yaşam”a götüren paha biçilmez bir araç olarak algılanmaya başladı. Hâlbuki bu çok da öyle değil. Önemli okulları bitirip, üzerine yapılmadık master bırakmayan, üç dil bilen insanların işsiz olabildiği bir çağda yaşıyoruz. Elbette bunların sağladığı getirileri yok saymıyorum. Varmak istediğim sonuç; huzurlu bir yaşam geçirmenin yegâne kriteri sınavda yüksek not çekmek değil. Hayatımızı olumlu/olumsuz etkileyen sınav kadar önemli başka parametreler de var. Yani; ailelerin çocuklarıyla kuracakları ilişkiyi –sadece- sınav gerçeği üzerinden kurgulamaları risklidir. Çünkü olası bir “sınav başarısızlığı”, hayatta da başarısız olacağı kanaatini doğurur ki bu doğru değildir” dedi.
Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Beslenme Diyetetik Uzmanı ise, sınavların öğrencilik hayatının en zorlu ve stresli dönemler olduğuna dikkat çekerek, sınava girecekleri için sınav öncesi ve sınav günü beslenmesi doğru tercihler içerdiğinde önemli boyutta katkı sağlayacağını belirtti. Bu süreçte stres faktörü etkin olduğu için öğrencilerde bulantı kusma gibi durumlara sıkça rastlandığını ifade eden Beslenme Diyetetik Uzmanı, istenmeyen bu durumları tetiklememek için yemek konusunda öğrencilerin veliler tarafından zorlanmasının altını çizdi.
1) Herkesin yemek alışkanlığı ve damak zevki farklı olduğundan yararlı diye sevmediğiniz, sindirim sisteminizde sıkıntı oluşturabilecek gıdaları tüketmeyiniz.
2) Sınavdan bir gün önce şimdiye kadar yemediğiniz besini ilk defa o gün tüketmeyi denemeyiniz.
3) Çok yağlı, ağır gıdalar yerine protein, karbonhidrat, yağ dengeli hafif gıdalar tercih ediniz.
4) Mümkünse sınav öncesi dışarda yemek yerine evde pişen yemekleri tercih ediniz. Dışarıda yemeye mecbur kalınırsa çabuk bozulabilen açık yiyecekler ve mayonezli, soslu, tavuk içeren riskli gıdalardan kaçınınız.
5) Başarının arttırılması için tatlı, çikolata gibi şekerli besinlerin yüksek miktarda tüketimi hatalıdır. Sanılanın aksine sofra şekeri, yani basit karbonhidratlar, kan şekerini hızla yükseltip düşürdüğü için beynin şekere olan ihtiyacını karşılamaz ve kanda hipoglisemiye (kan şekerinin düşmesi) sebep olur. Bu durum; dikkat dağınıklığı, konsantrasyon bozukluğu ve uyku halini beraberinde getirir. Kan şekerini hızla yükseltmeyen meyve, kepek ekmek, esmer pilav, kepekli makarna, bulgur, yulaf gibi besinlerin tüketimi gerekmektedir.
6) Stres anında bıkkınlık ve isteksizlik artar, uykuya eğilim azalır. Dolayısıyla sınav öncesi düzenli uyumak ve uyku alınmış şekilde sınava girmek çok önemlidir. Stresi azaltmada C vitamininden zengin beslenmenin adrenalin seviyesini artırdığı ve stresi azalttığı gözlenmiştir. Bu sebeple C vitaminden zengin meyve ve sebzeler sıkça tüketilmeli. Örneğin portakal, kivi, patates, biber, havuç, brokoli gibi sebze ve meyveler C vitaminince zengindir. Özellikle balık, ceviz, zeytinyağı, yeşil yapraklı sebzeler, kırmızı et, pekmez, maydanoz, yeşilbiber, kivi, portakal, kuşburnu mutlaka haftalık ve günlük beslenmenizde yer vermeye çalışın.
7) Sınav sabahlarındaki beslenme sınavdaki performansı doğrudan etkileyeceğinden bu öğündeki seçimler büyük önem taşır. Kesinlikle kahvaltı atlanmamalı, doğru tercihlerle dengeli bir öğün tüketilmelidir. Sabah kalktığınızda süt, yumurta, peynir, kepek ekmek, yulaf ezmesi gibi kan şekerinizi hızla yükseltip düşürmeyecek dengeli bir sabah kahvaltısı yapılmalıdır. Kahvaltıda uyarıcı etkiye sahip çay, kahve, kola yerine bitki çaylarını tercih ediniz.
1 bardak meyve suyu (Taze sıkılmış tercih edilir) ya da bitki çayı
1-2 dilim peynir
1 yumurta (Haşlanmış veya yağsız tavda omlet)
Domates, salatalık
4-5 adet zeytin
1tatlı kaşığı pekmez
2 -3 dilim tam buğday ekmeği
3 tam ceviz veya 5-6 badem ve 1 yemek kaşığı kuru üzüm
Sınav sırasında ise şekerli gıdalar tüketmekten kaçınınız. Kan şekerinizin düşmemesi için küçük kepekli sandviç, kepekli bisküvi, paket süt, su gibi besinler tüketebilirsiniz.
”
Alo Yeditepe