Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, genellikle bireyde aşırı hareketlilik, dikkat konusundaki eksiklikler ve dürtüsel davranışlar ile kendini gösterir. Toplum içinde yaygın olarak “yerinde duramayan, yaramaz” gibi anlamlarla kullanılsa da bireyden bireye bu tip durumların görülme şekli ve derecesi değişmektedir. Yalnızca dikkat eksikliği ya da yalnızca hiperaktivite durumu mevcut olabildiği gibi, bu iki durum beraber de görülebilir. En sık görülen tipi bu iki durumun beraber görüldüğü tiptir ve çocuklarda yüzde 8, ergenlerde yüzde 6 sıklıklığında rastlanmaktadır.
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu tanısının konulabilmesi için üç önemli nokta vardır:
Dikkat eksikliği, bireyin bir odak üzerindeki dikkatinin süresinin ve yoğunluğunun yaşıtlarına kıyasla gözlemlenebilir şekilde düşük olması olarak tanımlanabilir. Birey mevcut dikkatini belirli bir noktaya toplamakta zorlanır, topladığında dikkati kolayca ve kısa sürede dağılabilir. Çevreden gelen yeni uyaranlar hemen dikkati dağıtabilir ve dikkat çok hızlı yeni uyarana geçebilir. Bu sebeple çocuk belli bir işle uzun süre uğraşmakta sıkıntı yaşar, uğraşmakta olduğu işte sıkça hatalar yapar, işlerini bitirmekte zorlanır, organize olmakta sıkıntılar yaşar ve yoğun ve uzun dikkat gereken işlerden kaçınır. Özellikle keyif almadığı konularda dikkatini sürdürmekte zorluk çeker.
Aşırı hareketlilik (hiperaktivite) ise bireyin kronolojik yaşına ve gelişim seviyesine uygun olmayacak biçimde hareketli bir halde olmasıdır.
Yerinde oturamama, oturulsa bile sakinleşememe, sürekli hareket halinde olma, sürekli konuşma gibi belirtilerle kendini gösterir.
Bu belirtilere genellikle dürtüsellik de eşlik eder. Çocuk, isteklerini ertelemek, beklemek, çevre koşullarına göre davranmak gibi konularda uygun davranışı sergilemekte zorluk yaşar.
”
Alo Yeditepe