Doğum sonrası depresyonu, yeni doğum yapmış kadınların deneyimlediği oldukça zor bir süreçtir. Belirtiler bazen hamilelik sırasında baş gösterirken bazen de doğum yaptıktan sonraki dört hafta içinde ortaya çıkabilir. ‘Süre kişiye göre birkaç aya kadar da uzayabilir' diyen Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Uzman Klinik Psikolog Özge Şengün, bu sorunla başa çıkma yollarını şöyle açıkladı:
Doğum sonrası depresyonu yaşayan kadınlar bu dönemde yetersizlik ve çaresizlik hissedebilirler. Tam zamanlı mesai isteyen, yaşamlarını tümüyle değiştiren anneliğe alışmaları zor olabilir. Özgürlükleri kısıtlanmış bebeğe bağımlı hale gelmişlerdir artık. Bebeklerini kucaklarına aldıkları ilk anda hissetmeleri gereken duyguları hissedememiş olabilirler. Bazı anneler ilk anda bunu hissederken bazılarıysa zaman içinde bebeklerini sever ve zaman içinde adapte olabilirler. Bu gibi durumlar suçluluk duymalarına sebep olabilir. Sürekli ağlayan bir bebeği susturamamak ya da emzirememek kendilerinin yetersiz bir anne olduğu düşüncesini doğurabilir, çaresiz hissetmelerine yol açabilir. Kendilerini bitkin hissedebilir ve öfkeli davranışlarda bulunup sonrasında vicdan azabı çekebilirler. Önceden keyif aldıkları aktivitelerde bulunmak istemeyebilirler. Kişisel bakımlarına özen göstermeyebilirler. Bazı yeni anneler bu dönemde fazlaca ağlayabilirler. Bu dönemde eşlerin birbirinden uzaklaşması cinsel ilişkiden kaçınma, soğuma da görülebilir.
Doğum sonrası depresyonuna annenin daha önce depresyon geçirmiş olması neden olabilir, özellikle anne önceki doğumunda da depresyon yaşadıysa bu bir risk faktörüdür. Plansız gebelik, travmatik doğum, eşinin destekleyici olmaması, bebeğinin prematüre ya da hasta bir bebek olması, annenin çocukluğunda kendi annesini kaybetmiş olması, genetik faktörler, annenin uyku bozukluğu gibi nedenler de doğum sonrası depresyona yol açabilir.
Bu dönemde yeni doğum yapmış annelerin de bebekleri gibi şefkate ihtiyacı olduğunu hatırlamak gerekir. Duygularını aile ve arkadaşlarıyla paylaşabilmeliler. Kötü hissettikleri için tamamen sosyal yaşamdan izole olmamalılar; yakınlarıyla, arkadaşlarıyla görüşmeli, dışarı çıkmalılar. Eşler bu dönemde destekleyici, anlayışlı ve şefkatli olmalı. Ev işlerinde, bebek bakımında annenin yükünü hafifletmek önemli. Mükemmel olmaya çalışmamalı, kendilerinden beklentilerini çok yüksek tutmamalılar, daha iyi olabilmek için kendilerine zaman tanımalılar.
Egzersiz yapmanın depresyonu azaltmadaki katkısı yapılan araştırmalarla ortaya konmuş durumda, bu yüzden mümkün olduğunca annenin kendine zaman ayırabilmesi, egzersiz yapabilmesi; örneğin yürüyüşe çıkması iyi gelebilir. Bu süreçte yaşamlarındaki olumsuzluklardansa olumlu şeylere odaklanmak önemli rol oynuyor.
Doğum sonrası depresyonu tedavisinde antidepresan ilaçlar kullanılabilir. Emziren anneler için bu önemli bir nokta olduğundan mutlaka bir psikiyatrist kontrolünde ilaç tedavisi sağlanmalıdır. Bunun yanı sıra psikoterapi de etkilidir. Bilişsel davranışçı terapi veya aynı durumu yaşayan yeni doğum yapmış kadınlardan oluşan grup terapilerinden yararlanılabilir.
Alo Yeditepe