Genel Cerrahi & Gastroenteroloji Cerrahisi uzmanı önemli bilgiler paylaştı:
Karaciğer nakli, akut karaciğer yetmezliğinde, geri dönüşümsüz karaciğer hasarı gelişmiş son dönem karaciğer yetmezliklerinde ve karaciğerin bazı kanserlerinde tek ve kesin tedavi seçeneğidir. Karaciğer nakli, “kadavradan nakil” ve “canlı akraba vericili nakil” olmak üzere iki şekilde gerçekleştirilmektedir.
Beyin ölümü gerçekleşen kişilerin ailelerinin organlarını bağışlaması sonrası gerçekleştirilebilen nakil türüdür. Kadavradan nakil yapılabilmesi için, organı alınan kişinin herhangi bir bulaşıcı hastalık, kanser veya karaciğer hastalığına sahip olmadığının bazı incelemelerle gösterilmesi gerekmektedir. Uygun şartlarda çıkarılan ve özel koruma sıvılarında korunan karaciğerin en geç 24 saat içinde hastaya nakil işleminin tamamlanması gerekmektedir.
Ülkemizde organ bağış oranlarının düşük olması nedeniyle maalesef kadavradan karaciğer nakillerinde uzun bekleme listeleri bulunmaktadır. Bu nedenle kadavra organ bekleme listesinde olan hasta ve yakınlarının 24 saat ulaşılabilecek telefonunu (tercihen cep telefonu) yanlarından ayırmamaları son derece önem taşımaktadır.
Karaciğerin bir kısmının alınmasında sağlık ve hukuki açıdan mahsuru olmayan canlı vericilerden yapılan nakil şeklidir. Bu işlemin gerçekleştirilebilmesi için alıcı ve verici arasında 4. dereceye kadar kan bağının olması gerekmektedir. Akrabalığın olmadığı ancak gönüllük esasının söz konusu olduğu durumlarda, Sağlık Müdürlükleri bünyesinde yapılandırılan etik kurulların onayının alınması zorunludur. Gönüllü kişide yapılan tüm testlerle kişinin karaciğerinin parçasını vermesinde bir sakınca olmadığının gösterilmesi gerekmektedir.
Gerçekleştirilen incelemelerde; vericinin kan değerlendirmelerine bakılarak organ bağışında bulunması için gerekli hiçbir ek hastalığının bulunmadığı netleştirilmelidir. İkinci aşamada ise, görüntüleme yöntemleriyle karaciğerin uygun damar ve safra yolları anatomisine sahip olup olmadığı, alıcı ve verici için yeterli büyüklükte karaciğer bulunup bulunmadığı ve karaciğerin yağlı olup olmadığı kontrol edilir. Küçük çocuk hastalar için genellikle vericinin karaciğerinin sol yan kısmını, erişkin hastalar için vericinin karaciğerinin sağ yarısının alınması gerekmektedir.
Hasta kadavradan nakil için bekleme listesine alınır veya kan grubu eşleşen istekli bir akraba varsa, kişi bağış için değerlendirilir ve nakil planlanır. Alıcı adayı açısından, naklin kadavradan ya da canlı donörden olması hazırlık açısından bir farklılık yaratmamaktadır. Benzer bir hazırlık süreci vardır. Kan grubu tespitinin ardından biyokimyasal analizler yapılarak sirozun ilerleme derecesi saptanır. Bu derece, MELD skoru olarak ifade edilen; bozulmuş olan sarılık testleri, kanama testleri, böbrek testleri gibi değerlerle hesaplanan matematiksel bir değerle ölçülür. Siroz ilerledikçe bu değerlerde bozulma ve MELD skorunda artış saptanır.
Hesaplanan MELD skoru 10 ve daha büyük olması karaciğer nakli açısından aday olunduğu anlamında gelmektedir. Skor 15 ve üzerine çıktığında ise hastanın kaydı, Sağlık Bakanlığı tarafından izin verilen ve izlenen bir sistemle, ulusal kadaverik karaciğer bekleme listesine alınabilir. Siroz zemininde sık yaşanan varis kanamaları, şuur bozukluğu ve karında sıvı birikimi gibi şikâyetlerin bulunduğu ileri evre hastalar ve karaciğer tümörü gelişmiş hastalar ek puan alarak hastalık ciddiyetine göre üst sıralarda listelenir.
Hastalar listeye dahil edilmeden önce diğer klinik muayenelerden (kalp, akciğer, endokrin sistem, psikiyatri vb.) geçirilerek ek klinik testler (solunum testleri, kalp ultrasonu, endoskopi vb.) sonucunda karaciğer nakline uygun olup olmadıkları saptanır.
Bu incelemelerde ana hedef, hastanın karaciğerinin nakil gerektirecek düzeyde sorunlu olduğunun ve diğer organ sistemlerinin de nakil ameliyatı sırasında ya da sonrasında oluşabilecek sorunlara karşı dirençli olduklarının kanıtlanmasıdır.
Hazırlıkları tamamlanan alıcı adayı, MELD skoru ve eşlik eden problemleri göz önene alınarak bir kaç yolda ilerler:
”
Alo Yeditepe