Dirençli hipertansiyonda ilaç dışı tedavi yöntemlerinden en başta geleni renal denervasyon veya renal kateter ablasyonu olarak tanımlanan yöntemdir. İşlemin temeli böbrekler, kalp ve beyin arasındaki yani böbrek-kalp-beyin üçgeni arasındaki özellikle hipertansiyonu olan hastalarda görülen anormal ileti sistemidir.
Aslında vücut her bir organı ile çeşitli streslere karşı bir yanıt verir ve kendi arasında haberleşir. Böbrek atardamar bölgesinin hemen yakınında sempatik lif adını verilen ve beyne ve kalbe sinyaller gönderen sinir lifleri bulunur. Dirençli hipertansiyonu olan hastalarda, sempatik sinir lifleri aşırı aktivite göstererek normalin çok üzerinde sinyal üretir. Buna bağlı olarak da salgılanan aşırı stres hormonu uygunsuz kan basıncı artışlarına neden olur. İşte renal denervasyon işlemi ile böbrek atardamarlarının çevresindeki bu uygunsuz aktivite gösteren sinir liflerine radyofrekans enerjisi verilir. Bu sayede uygunsuz aşırı aktivite baskılanarak kan basıncının yükselmesinin önüne geçilir.
Renal denervasyon, özellikle dirençli hipertansiyonu olan, üçten fazla ilaç kullanmasına rağmen tansiyonu kontrol altına alınamayan hastalara ve yani yan etkiler nedeniyle ilaç kullanamayan ya da hastanın ilaç uyumsuzluğu nedeniyle tedavide başarısız olunmuş, ilaç toleransı olan hastalar renal denervasyon tedavisi açısından hedef kitlede yer almaktadır. Bu hastalarda yapılan çalışmalar 2010'lu yılların başından bu yana renal denervasyonda kullanılan iki farklı kateter özelinde bilimsel çalışmalar gerçekleştirildi. 2020 yılından bu yana kullanılan son jenerasyon renal denervasyon kateterleri ile bu tedavinin etkili ve güvenli olduğu ortaya konmuştur.
Bu nedenle, özellikle çoklu ilaç kullanan ve buna rağmen halen tansiyonu kontrol altına alınamayan hastalar, ilaç intoleransı olanlar ya da ilaç uyumu kötü olan hastalarda bu yöntem güvenle kullanılmaktadır.
Renal denervasyon yöntemi klasik anjiyografi yöntemiyle uygulanmaktadır. İşlem günü ya da bir gün öncesinden hastanın yatış işlemleri gerçekleştirilir ve hazırlanır. Genellikle kasık damarından girilerek yapılan işlemlerdir.
İşlem teknik olarak anjiyografi prensipleri ile anjiyo laboratuvarlarında uygulanır. Genellikle kasık atardamarından girilerek böbrek atardamarlarına ulaşılır ve böbrek atardamarlarının içine girmemizi sağlayan kateter adını verdiğimiz özel cihazlar ve radyofrekans enerjisi sağlayıcı cihaz yardımı ile böbrek atardamarları etrafındaki sinir liflerine ablasyon işlemi uygulanır. Her iki böbrek atardamarına ayrı ayrı yapılan ablasyon işlemi bittikten sonra ise, kateterler vücut dışına çıkarılarak kasık atardamarı giriş bölgesi anjiyografik teknik ile kapatılır. Hasta o gece hastanede takip altında kaldıktan sonra çoğunlukla ertesi gün taburcu edilir.
İşlemin nedeni böbrek atardamarlarındaki uygunsuz aksiyon olduğu için her iki böbreğe ait atardamarlar için bu işlem gerçekleştirilir.
Uygun hasta seçilirse yöntemle oldukça başarılı sonuçlara ulaşmak mümkün. Bu nedenle çok geniş bir hasta grubunda uygun hasta seçeneğiyle bu işlem rahatlıkla yapılabilmektedir. Ancak, bu işlemi konusunda uzman bir hekim tarafından yapılması, uygun sürede tamamlanması ve her iki böbrek atardamarında ayrı ayrı uygulamanın gerçekleştirilmesi renal denarvasyon işleminin sonuç başarısını etkileyen faktörler arasında yer almaktadır. Böbrek atardamarlarında darlık olan hastalarda bu yöntem için uygun değildir.
Hipertansiyon kronik bir hastalık olduğu için tedavi sonrasında hasta uyumu son derece önem taşımaktadır. Yaşamı boyunca disiplini korumalıdır. İlaç tedavisi, girişimsel yöntemler kadar hastanın yaşam tarzı değişikliği çok önemlidir. Tuz kısıtlaması, aşırı alkol tüketimi, düzenli egzersize hayatı boyunca dikkat etmesi gerekir.
Alo Yeditepe