Mideden yemek borusuna mide asidi, safra, pankreas veya ince bağırsak içeriğinin; bazen yenilen gıdaları da içerecek şekilde kaçması sonucu ortaya çıkan yakınmalar gastroözofageal reflü hastalığı olarak adlandırılır. Bu yakınmaların başında, karnın üst tarafından başlayan ve sırtta, bazen boğazda hissedilen yanma hissi gelir. Bununla birlikte, bulantı, kusma, ses kısıklığı, öksürük, ağızda acı tat, geğirme hissi, şişkinlik, yutma zorluğu gibi şikayetlerin temelinde de gastroözofageal reflü hastalığı olabilir.
Yemek borusu gıdaların mideye ulaşmasını sağlayan bir yoldur. Gıdalar vücutta ilk kez bu organla karşılaşıp vücut özelliklerine uygun hale getirilmeye çalışılır. Bu nedenle, soğuk, sıcak, mekanik çarpmalar gibi dış etmenlere karşı son derece sağlam durabilecek dayanıklı hücrelerle (Mukoza) kaplıdır. Yemek borusunun mide ile birleştiği yerde yutma sırasında gıdaların mideye geçmesine izin veren sonrasında ise kapanıp bu gıdaların ve mide asidinin geri kaçmasını önleyen bir kapak sistemi mevcuttur. Reflüde, kapak sistemi fonksiyonlarının bozulmasına bağlı geri kaçaklar oluşur. Mide asidi, safra gibi etmenlere son derece duyarlı olduğu için yemek borusu mukozasında zaman içerisinde iltihap oluşmaya başlar ve gastroözofageal reflü hastalığı şikayetleri ortaya çıkar. Tedavi edilmeyen gastroösefagial reflü hastalığının, olasılığı düşük de olsa uzun yıllar içerisinde kansere yol açabileceği unutulmamalıdır.
Hastalığın tanısında 24 saatlik PH monitorizasyonu, Baryumlu grafi, Bernstein testi gibi yöntemler kullanılabilmesine rağmen günümüzde asıl tercih edilen yöntem endoskopik incelemedir. Tanı yöntemleri, farklı özellikleri olan reflü hastalarına uygulanır. En uygun tedavinin de ancak konuyla ilgili uzman hekimler tarafından belirlenebileceği unutulmamalıdır.
”
Alo Yeditepe