Türk toplumunun yüzde 25'inin kabusu olan reflü hastalığının tedavisinde ilk kez uygulanan yöntemle yüzde 90 oranında başarı sağlandı.
Endoskopik Fundoplikasyon, 2010 yılından beri dünyada uygulanıyor. Türkiye'de tedaviyi uygulayan ilk isim Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi İç Hastalıkları ve Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Cengiz Pata. 45 ila bir saatlik bir endoskopi operasyonu sonrası hastanın sağlığına kavuştuğunu belirten Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi İç Hastalıkları ve Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Cengiz Pata, "Bu, kalıcı bir tedavi yöntemi ve başarı oranı yüzde 90'larda. Reflü sorununu bu tedavi şekliyle tamamen çözeceğiz" dedi.
Endoskopik Fundoplikasyon tedavilerinin son yıllarda dünyada sıkça uygulandığını anlatan Prof. Dr. Cengiz Pata, "Reflü hastalığı çok sık görülen bir hastalık ve toplumun neredeyse yüzde 25'ini etkiliyor. Bizim bu kronik hastalığı ilaçlarla kesin tedavi etme şansımız yok. Kesin tedavi ya ameliyat ya da son yıllarda Endoskopik Fundoplikasyon dediğimiz birtakım endoskopik anti Reflü (EART) tedavi yöntemlerinin kullanılması söz konusu oldu. Aslında bunlardan bir tanesi yemek borusunun alt ucuna yüksek derecede elektrik akımı verdiğimiz bir tedavi yöntemiydi. Bu yöntemi yıllarca kullandık. Birçok hastamızda başarılı sonuçlar elde ettik. Ama tabi tıp sürekli gelişiyor ve yeni tedaviler ortaya çıkıyor. Endoskopik Anti Reflü Tedavisi bunlardan bir tanesi. Hatta şu günlerde dünyada çok sık kullanılan tedavi yöntemlerinden bir tanesi" ifadelerini kullandı.
Hastaya genel anestezi verdiklerini ve aynı gün taburcu ettiklerini ifade eden Prof. Dr. Cengiz Pata, işlem hakkında şu bilgileri verdi: "Hastayı tamamıyla uyutuyoruz ve cerrah arkadaşlar dışarıdan yemek borusunu sararak daraltıyorlar. Biz de endoskopi ile içeriden yemek borusuna zımba diye tabir edebileceğimiz birtakım dikişler var bunları atarak geniş alanı daraltma tekniğini uyguluyoruz. Burada bir ameliyat, karında kesi olmadığı için hastayı aynı gün içerisinde taburcu ediyoruz. Geçmişte kullandığımız endoskopik lazer yöntemlerinin başarısı yüzde 50-60'larda iken bu yöntemin başarısı yüzde 80-90'larda. Şimdiye kadar iki hastaya uyguladık sonuçlar da son derece başarılı. Hastaları hemen de taburcu ettik. Reflü sorununu bu şekilde çözeceğiz diye düşünüyorum."
Tedavinin kalıcı olduğunun altını çizen Prof. Dr. Cengiz Pata, "Daha dirençli ve uzun vadede başarılı sonuçlar elde edebileceğimiz bir tedavi. Gelecekte daha çok tercih edeceğiz diye düşünüyorum. Her reflü için 'gelin tedavi edelim' demiyoruz. Birçok semptom reflü ile karışabilir o nedenle kesin tanının koyulması lazım. Bunun için doğru bir gastroskopi, doğru bir PH metre testi ve gerekiyorsa manometri testi yapılması gerekiyor. Bunlardan sonra eğer reflü tanısı varsa sıra doğru tedaviyi seçmeye gelir. Önce hastayı doğru seçeceğiz ardından da doğru bir tedavi uygulayacağız" dedi.
İşlemin hasta açısından son derece kolay olduğunu söyleyen Prof. Dr. Cengiz Pata, "Hasta, endoskopiye gelmiş gibi önce hafif bir ilaç vererek hastamızı uyutuyoruz. İşlem sırasında normal gastroskopiden biraz daha geniş bir cihazla boğazdan giriyoruz. Genel anestezi ile 45 dakika ile bir saat arasında süren bir işlem uyguluyoruz. İşlem sonrası hasta 4 ile 6 saat arası gözlemleniyor. Her şey yolunda ise hastayı taburcu ediyoruz. O gün hastada sadece biraz boğaz ağrısı olabilir" ifadelerini kullandı.
Gastroözofageal Reflü hastalığının adeta bir salgın gibi yayıldığını anlatan Prof. Dr. Cengiz Pata, "Toplumda 4 kişiden birinde görülüyor. Ciddi bir sağlık sorunu; neden daha sık görülmeye başlandı? Elbette kesin konuşmak için geniş epidemiyolojik çalışmalar gerekli. Ancak, obezite ciddi sorun ve sürekli kilo alıyoruz. Avrupa' ya baktığımızda, Türkiye obezitede neredeyse birinci sıradadır. Obezite, reflüyü birinci dereceden etkiliyor. Harekete ve spora vakit ayırmıyoruz. Ötesi beslenme alışkanlıklarımız değişti, klasik sulu gıdalar yerine fastfood diye tabir edebileceğimiz kuru gıdaları daha sık tüketiyoruz. Biliyoruz ki bunlar reflü artışına yol açmaktadır. En önemli önlem az az ve sık sık yemektir. Su dahi içiyorsanız buna dikkat etmelisiniz. Akşam yemeğinin hafif yenmesi önemlidir. Yatmadan 2 saat önce yeme içmeyi kesin. Biraz yüksek yastıkta yatmaları hastalara konfor sağlayacaktır" uyarısında bulundu.
”
Alo Yeditepe