Sindirim sistemi sorunlarından şikâyet etmeyen insan yok gibidir. Bazen tükettiğimiz besinler, bazen seyahatler, bazen de değişen yeme düzenimizle birlikte reflüden hazımsızlığa kadar birçok sindirim şikâyeti yaşayabiliyoruz. Geleneklerimizde yeri çok önemli olan zengin bayram sofralarının keyifsiz yanını da sonrasında artan bu şikâyetler oluşturuyor. Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Meltem Ergün, özellikle sindirim sorunları olanlarda bu şikâyetlerin artabileceğini belirterek, Kurban Bayramı’nda tüketirken dikkat edilmesi gereken yiyecekleri sıraladı…
Bayramların vazgeçilmezi olan kahve ve çikolata reflüyü tetikleyerek sindirimi zorlaştıran gıdaların başında geliyor. Bu besinlerin barındırdıkları bazı maddeler yemek borusundaki alt ucu gevşettiği için reflü şikâyetlerinin artmasına neden oluyor. Dolayısıyla bayram boyunca özellikle reflüye eğilimi olan kişilerin bu ürünleri tüketirken dikkat etmesi gerekiyor. Ayrıca gece yatmadan önce yemek yememeğe özen göstermek de şikâyetlerin kontrol altına alınmasını sağlayabiliyor.
Sütün içinde bulunan laktoz midede şişkinlik ve gaza neden olduğu için sindirimi zor olan besinler arasında yer alıyor. Özellikle toplumda yüzde 5-10 civarında bulunan laktoz intoleransına sahip grubun içinde yer alanların bu konuda daha dikkatli olmak gerekiyor. Zira laktoz, bu kişilerde mide sorunlarının yanında ishal gibi barsak problemlerine de neden olabiliyor. Dolayısıyla böyle bir hassasiyeti olanların süt ve sütlü tatlılardan uzak durması, bunun yerine yoğurt, peynir ve laktozsuz süt ile kalsiyum ihtiyaçlarını karşılamaları öneriliyor.
Kırmızı acı biber, hem reflüyü tetiklediği, hem de hemoroitlerin artmasına neden olduğu için tüketilirken dikkat edilmesi gereken ürünler arasında yer alıyor. Küçük çapta hemoroidi olan bir kişide dahi, çok acılı yemekler hemoroidin büyümesine, hatta kanamaya neden olabiliyor. Bu nedenle zengin bayram sofralarındaki yemekleri hazırlarken kırmızı acı biberden uzak durmak ve kurban etlerini mümkün olduğunca az baharatlı hazırlamaya özen göstermek gerekiyor.
Sindirimi rahatlatacağı düşüncesiyle özellikle sıcak yaz günlerinde sofralarda yerini alan gazlı içeceklerden uzak durulması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Meltem Ergün, “Bu ürünler hem doğal değil, hem de sanılanın aksine sindirimi rahatlatmıyor, aksine bünyemizde gaz oluşumunu artırıyor. Özellikle yemekle birlikte içildiğinde şişkinlikle beraber reflünün de artmasına neden oluyor. Sadece şekerli içecekler değil soda tüketirken de dikkatli olmak gerekiyor. Tansiyonu olan kişilerin, içeriğindeki tuzdan dolayı soda tüketmemesi gerekiyor” diyor.
İçindeki yoğun selülozdan dolayı lahana ve yaprak hazmı en zor besinler arasında yer alıyor. Bu ürünler hiçbir şekilde midede sindirilemiyor, sadece parçalanarak vücuttan atılıyor. Özellikle sindirim sorunu olan kişilerin bu gıdaları fazla tüketmesi durumunda kabızlık gelişebiliyor. Dolayısıyla lahana, yaprak gibi yiyecekleri tüketirken miktarına dikkat etmek gerekiyor.
Baklagiller, etten sonra en fazla demir içeren yiyecekler arasında yer alıyor. Bu nedenle uzmanlar, özellikle gelişim çağında baklagillerin tüketilmesini öneriyor. Ancak sindirim sistemi yavaş çalışan kişiler bu yiyecekleri zor sindirebildiği için, tüketirken dikkatli olmaları gerekiyor. Özellikle akşam yemeklerinde tercih edilmemesi de yarar sağlıyor.
Yaz aylarının vazgeçilmezi olan kızartmalar bayram sofralarında da başköşede yerini alıyor. Ancak besinler kızartıldığında hem sindirimi zorlaşıyor, hem de bir takım kimyasal maddelerin açığa çıkmasına neden olabiliyor. Bu nedenle besinleri kızartmak yerine, fırında ya da haşlayarak pişirmeyi tercih etmek gerekiyor.
Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Meltem Ergün, içinde bulunduğumuz yaz aylarında sindirim sisteminde sorunlar yaşamamak için bol sıvı tüketmek, çok fazla olmamak kaydıyla meyve yemek ve lifli gıdaları tercih etmek gerektiğinin altını çiziyor. Balık, tavuk, kırmızı etin günde bir öğünden fazla tüketilmemesi, Akdeniz tarzı beslenmenin tercih edilmesi ve beraberinde bol egzersiz yapılmasının da sindirimi rahatlattığını anlatıyor.
”
Alo Yeditepe