Ramazan ayı sona erdi. Artık rutin beslenme alışkanlıklarına dönme vakti. Fakat beslenmenin minimumda tutulup, organların dinlenmesini sağladığımız bu dönemden hemen sonra Ramazan Bayramı ile bir anda fazla yemeye başlamak hem vücudu yoracak hem de kilo almanıza sebep olacaktır.
Bunu önlemek için de yumuşak geçiş en iyisi. Kişiye göre değişen beslenme düzeninde her birey kendi için en doğrusunu uygulayacaktır. Fakat bazı alışkanlıklar var ki herkes için neredeyse şifa sayılmaktadır. Yeditepe Üniversitesi Kozyatağı Hastanesi Diyetisyen ve Fitoterapi Uzmanı Buket Ertaş ramazan sonrası bayramda dikkat edilmesi gerekenleri sıraladı.
Ramazanda sıvı tüketimi yetersiz kalmış olabilir. Böbrek başta olmak üzere bütün organlarımızın sağlıklı çalışabilmesi için yeteri kadar su tüketimine ihtiyacımız var. Sağlıklı olmanın yanı sıra eğer kilo probleminiz varsa veya ödem problemi yaşıyorsanız da suya dikkat etmek şart. Susuz kalmış bir vücudun ödemden kurtulması neredeyse imkansızdır. Hücre dışı birikmiş, ödeme sebep olmuş suyun çoğunluğunun hücre içine alınması sağlığımıza sağlık katacaktır. Aynı zamanda fazla yemek yeme atakları yaşıyorsanız su içmek doyma hissinize katkı sağlayacaktır. Çünkü bazen açlık ve susuzluk mekanizmaları aynı hissettirir. Sürekli yiyip doymadığınız anlarda susuz olabileceğiniz aklınıza gelmelidir. Kahve ve çay gibi diüretik (sıvı kaybına neden olan) içecekler su ihtiyacını daha da artırır. Bu nedenle diğer sıvılarla birlikte su tüketimini ihmal edilmemeli.
Midede en uzun süre kalan besinler protein içeriği yüksek olan besinlerdir. Güne yeterli miktarda proteinle başlamak tokluk sürenizi uzatmanın yanında güne enerjik başlamanın da önemli bir anahtarıdır. Örneğin kahvaltıda kaliteli protein kaynağı yumurtayla bol yeşillikli veya sebzeli omlet, menemen hem doygunluk sürenizi uzun tutacak hem de karbonhidrat yeme isteğinizi minimum seviyeye düşürecektir.
Uzun açlıklarda düşen kan şekerini sonrasında toparlamak biraz daha zordur. Vücut açlığını çözebilmek için kan şekerini hızlı yükselten basit karbonhidratlara yönelir. Dengenin şaşmaması için, fren mekanizmamızın devrede olabilmesi için zamanında yemek yemek önem taşıyor. Yemeği zamanında yemek, geçiştirmemek doğru tercih yapmanıza katkı sağlar. Atıştırmalıklar anlık doygunluk sağlasa da aslında uzun vadede tekrar acıkmanıza sebep olur. Öğünleri zamanında ve mümkünse ev yemekleriyle yapmaya çalışın.
Tatil günleri tipik bir Pazar günü örneği olur. Genelde geç ve zengin kahvaltı ile başlanır, akşam yemeğiyle gün sonlanır. Aslında bu düzen çok yanlış bir tercih değildir. Eğer sağlığınız için bir problem teşkil etmiyor, ilaç düzeninizi bozmuyorsa bazen 2 öğün yapılabilir. Fakat öğünler arası çok uzun süre tutmak yine çok acıkmanıza ve akşam gereğinden fazla yemenize sebep olabilir. Bu nedenle geç ve kaliteli bir kahvaltı sonrası akşam yemeğinde çok aç olmamak için bir küçük ara öğün yapılmasında fayda var. Meyve, kuruyemiş, cacık, kefir, belki de küçük bir tost kaliteli ara öğünlere bazı örneklerdir.
Metabolizma hareketli zamanlarda daha da hızlı çalışır. Gün içinde özellikle hareketli bir zaman diliminde tüketilen kalorili yiyeceklerin yakılması daha kolaydır. Alınan kalori değişmese de kar zarar yapıldığında daha mantıklıdır. Bunun yanı sıra sıklık çok önemlidir. Her gün yapılan kaçamak rutine binerse sağlığın zarar görmesine neden olabilir. Dolayısıyla sıklığı minimuma düşürüp her gün yememeye çalışmakta fayda vardır.
Sebzeler doğası gereği içeriğinde bolca posa, vitamin ve mineral barındırır. Sindirim sisteminin tamamında olumlu etkisi vardır ve kalorileri diğer besin gruplarına göre daha düşüktür. Özellikle ramazan döneminde kabızlıkla sıkça karşılaşılır. Bağırsak sisteminin rutinine katkı sunmak için bolca sebzeyi hayatımızda tutmakta fayda var. Ayrıca bol posa (lif) içeriği sayesinde hem karnımız doyacak hem de gözümüz. Bu sayede tatlı ve hamur işlerine karşı istek de azalmış olacak. Hamur işlerinin ve et tüketiminin yoğun olduğu bayram dönemlerinde kendinize 1 öğün bitkisel beslenme sözü vererek sağlığınıza katkı sağlayabilirsiniz.
Çok yağ kullanmak, yağın yanmasına sebep olacak şekilde kızartma yapmak bazen çok sağlıklı gıdaları bile sağlıksız hale getirebilir. Gıda hem besleyiciliğini kaybediyor, hem de kalorisini artırıyor. Klasik bir sebze yemeği yaparken soğanı kavurmak bile aslında yapılmaması gereken işlemlerden bir tanesidir. Bunun farkındalığı ile mutfağa girilirse, hem besleyicilik ön planda olacak hem de gereksiz kalori alımı yapılmamış olacaktır.
Şartlar izin veriyorsa gün sonu ya da günün başında tempolu yürüyüş günlük alacağınız kalorilerin dengelenmesine ve kalp damar sağlığınızın korunmasına yardımcı olur. Kilo problemi olanların, kan şekeriniz düşmüyorsa, güne başlamadan sabah aç karnına yapacakları yürüyüş yağ yakımlarını da hızlandıracaktır.
Fark edilmeyen kalorilerden biri çorbalardır. Ev yapımı mümkünse bol sebzeli çorbalar hem sindirime hem de tokluğun artırılmasına yardımcı olurken, kremalı ya da bol un ilave edilerek yapılmış çorbalar hem tokluk sağlamayacak hem de kilo almanıza sebep olacaktır.
Hamur ve kızartılmış tatlılar yerine sütlü tatlı veya dondurma tercihi daha güvenli olacaktır
Az önce de bahsettiğimiz gibi bazen pişirme yöntemi hayati önem taşır. Kızartmış tatlıların da kalorisi katlanarak artar. Hem kalsiyum desteği olması açısında hem de kalorisinin daha az olması sebebiyle sütlü tatlı ilk tercihimiz olmalı.
Not: bal yerine 1 porsiyon meyve eklenebilir
”
Alo Yeditepe