Zeytinin, yangı giderici, kan şekerini düşürücü, yüksek tansiyonu düşürücü, damar sertliğini önleyici, kan lipit seviyesini düşürücü, kemik kaybını onarıcı, mikrop kırıcı, antioksidan, antikanser ve daha birçok etkilere sahip olduğu deneysel olarak ortaya konuldu.
Yeditepe Üniversitesi Farmakognozi ve Fitoterapi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Erdem Yeşilada anlattı:
Zeytinin, yangı giderici, kan şekerini düşürücü, yüksek tansiyonu düşürücü, damar sertliğini önleyici, kan lipit seviyesini düşürücü, kemik kaybını onarıcı, mikrop kırıcı, antioksidan, antikanser ve daha birçok etkilere sahip olduğu deneysel olarak ortaya konuldu.
Zeytini bu derece etkin kılan ise, içerisindeki zengin polifenolik içerik; hidroksitirosol, oleuropein, oleakantal vb. Hep yeşil çayın kuvvetli antioksidan etkisinden bahsedilir. Oysa hidroksitirosol, yeşil çaydan 10 kat daha kuvvetli antioksidan etkiye sahip. Ancak tatları acı olduğu için, zeytin meyvelerini suya koyduğumuzda, çıkan siyah renkli su içerisinde bu yararlı maddeleri de atıyoruz. Zeytinyağının saflaştırılması da bu bileşenlerin uzaklaştırılması anlamına geliyor. Budanarak atılan zeytin yaprakları polifenolik bileşiklerin en önemli kaynağı.
2012’de yayınlanan bir araştırmada zeytin yaprağı özütünün tip-2 şeker hastalarında, şeker metabolizmasında etkili olduğu, 14 hafta uygulanmasıyla glikozillenmiş hemoglobin (HbA1c) seviyesini düşürdüğü bildirilmiştir.
2013 yılına ait bir klinik çalışmada ise, zeytin yaprağının insanlarda obezitenin başlıca etkenlerinden biri olan ‘insülin direnci’ üzerinde etkisi araştırılmıştır. Ölçümlerde zeytin yaprağı özütünün insülin hassasiyetini yüzde 15-20 civarında düzelttiği gözlemlenmiştir. Bu değerin, bilinen bazı şeker ilaçlarıyla aynı olduğu bildiriliyor…
Etki şekline yönelik deneylerde ise zeytin yaprağı özütünün insülin hassasiyetini düzenleyen (IGFBP-2) ve fazla insülin salgılanmasını önleyen (IGFBP-1) faktörlerin salgılanmasını sağlayarak, etkisini gösterdiği ileri sürülmüştür.
Özütün verilmesiyle kişilerin karaciğer ve böbrek değerlerinde olumsuz bir değişim gözlenmemiştir. Bu bakımdan zeytin yaprağı özütünün güvenli olduğu bildirilmektedir.
Vücuttaki kalış süresine gelince, oleuropei’nin ağız yoluyla verilmesinden sonra en yüksek kan seviyesine ortalama 80 dakikada eriştiği ve 240 dakikada vücuttan atıldığı tespit edilmiştir. Ancak sıvı şeklinde hazırlanmış zeytin yaprağı özütü preparatlarının oldukça hızlı bir şekilde emildiği (23 dakika), tablet şeklinde ise emilim süresinin 80-90 dakikayı bulduğu gözlemlenmiştir.
Diğer ilginç bir gözlem ise, hidroksitirosolün karaciğerdeki metaboliti (hidroksitirosol glüküronit) beş defa daha yüksek antioksidan etkiye sahiptir.
Bu durumda yemeklerden önce zeytin yaprağı içeren uygun kalitede çayın içilmesi ya da zeytin yaprağı özütü taşıyan kapsül alınması, insülin direncine karşı alınacak etkin önlemlerden biri olarak değerlendirilmelidir.
”
Alo Yeditepe