Düzenli egzersiz kanserli hastalarda fiziksel fonksiyonu, aerobik kapasiteyi, kuvveti ve esnekliği geliştirir, vücut yapısının korunmasına ve gelişmesine yardımcı olur, kişinin kendisini psikolojik olarak iyi hissetmesini sağlar, stresi, depresyonu ve anksiyeteyi azaltır, kemik mineral yoğunluğunu arttırır,
Kanser, vücuttaki hücrelerin kontrolsüz çoğalmasıdır. Çevresel ve genetik nedenler olmak üzere iki ana nedenle gelişir. Çevresel nedenleri; radyasyon, kimyasallar ve virüsleri içerirken, içsel nedenleri; kalıtsal mutasyonlar, diğer genetik nedenler, hormonal etkenler ve bağışıklık bozuklukları oluşturmaktadır. 1
Kanser, tüm dünyada toplum sağlığını tehdit eden en önemli problemlerden biridir. Yaşam süresinin uzaması ile bazı kanser formlarının görülme sıklığı da artmıştır.
Türkiye’de erkeklerde trakea-bronşakciğer kanseri, prostat, kolorektal, mesane, mide, non-hodgkin lenfoma, böbrek, larinks, tiroid, beyin-sinir sistemi kanserleri, kadınlarda ise; meme, tiroid, kolorektal, uterus-korpus, trakea-bronşakciğer, mide, over, non-hodgkin lenfoma, uterus-serviks, beyin-sinir sistemi kanserleri en sık görülen ilk 10 kanser arasında yer almaktadır.2
Uzun yıllardır fiziksel aktivitenin kardiyovasküler hastalık, diyabet, hipertansiyon ve metabolik sendrom gibi yaşla ilişkili kronik hastalıkların insidan- sında azalma sağladığı bilinmektedir. Son yıllarda yapılan çalışmalar, egzersizin kanser hastalığının önlenmesinde de yarar sağladığını göstermiştir. Booth ve ark. 3 gelişmiş ülkelerde insanların çoğu tarafından benimsenen sedanter yaşam biçiminin insan gen yapısıyla uyumsuz olduğunu göstermiş- tir. Düzenli egzersizin başta meme 4 ve kolorektal kanser 5 olmak üzere birçok kanserin insidansını önemli düzeyde azalttığı bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Egzersiz aynı zamanda kanser hastalarında uygulanan kemoterapi ve radyoterapinin yan etkilerini ve hissedilen yakınmaları azaltmak amacıyla kullanılan destekleyici bir tedavi yöntemidir. Çok sayıda randomize çalışma, egzersiz programlarına katılan hastaların, kemoterapi veya radyoterapi sırasında kontrol hastalarına göre daha yüksek fiziksel fonksiyon seviyesine sahip olduğunu ve psikolojik problemler, yorgunluk ve diğer tedavi ile ilişkili semptomlardan daha az şikayet ettiğini göstermiştir.6
Egzersiz ve kanserden korunma arasında ilişki sağlayan en önemli mekanizmalardan biri kilo kontrolü ve özellikle karın bölgesindeki yağlanmayı azaltmaktır. Yağ dokusu endojen östrojen ve testosteronun başlıca kaynağıdır ve bu hormonların yüksek seviyeleri meme, endometrium ve pros- tat kanseri için risk faktörüdür. Özellikle de karın bölgesindeki yağlanma bu hormonların üretimini arttırarak meme kanseri, endometrium ve prostat kanseri riskini arttırabilir.7,8,9
Ayrıca egzersiz insülin sensivitesini artırır, IGF-1’i azaltır ve inflamasyonu azaltır bunlar meme kanseri için koruyucu olabilmektedir.10,11
IGF-1’in özellikle meme dokusunda hücre bölünmesini artırarak hücrelerin çoğalmasına neden olabildiği, kanserli hücrelerin ölümünü azaltabildiği ve böylece bir mitojen olarak rol oynayabildiği çeşitli çalışmalarda gösterilmiştir. Düzenli egzersiz IGF bağlayıcı protein 3’ün (IGFBP-3) düzeyini arttırarak IGF 1’in kandaki düzeyini düşürür ve böylece başta meme kanseri olmak üzere birçok kanserin riskini azaltmaya yardımcı olabilir.12
Kolon kanserine karşı egzersizin koruyuculuğu artan aktivite ile bağırsak pasajının hızlanması ve dolayısıyla karsinojen maddelerle mukozanın karşılaşma riskinin azalmasına bağlanmıştır. Muhtemel diğer mekanizmalar fiziksel aktivite ile birlikte artmış prostaglandin sentezi ve buna bağlı kolon hücre proliferasyonunun durması, safra asit konsantrasyonunun azalması, dolaşımdaki insülin ve glukoz seviyelerinin düşmesidir. Egzersizin tüm kanser türlerine karşı koruyuculuğundaki altta yatan mekanizmalar ise azalan vücut yağ kitlesi, tümöre karşı immün mekanizmaların uyarılması, antioksidanların seviyesinin artması ve genetik nedenler olarak sıralanmaktadır.13
Ayrıca düzenli yapılan egzersiz telomer yapısını koruyarak boyunun kısalmasını engelleyebilir ve kanser riskinin azalmasını sağlayabilir.14 Ancak tek seferli çok şiddetli egzersiz yapıldığında üretilen serbest radikal düzeyi antioksidan savunma sisteminin kapasitesini aşarak oksidatif strese neden olabilmektedir. Radikallerin aşırı üretimi DNA yapısında baz değişikliklerine neden olarak DNA’da hasar oluşturabilir, bu da gen yapısında değişikliğe yol açarak kanser oluşumunu tetikleyebilir. Bu nedenle, kanser riskini azaltmak ama- cıyla kısa süreli orta şiddetli egzersiz yapılması önerilmektedir. 14
Kanser hastalarına halsizliği önlemek ve azaltmak için sıklıkla dinlenmesi ve günlük aktivitelerini minimal düzeyde tutulması tavsiye edilir fakat fiziksel inaktivite kas yıkımına, fiziksel güç ve dayanıklılığın azalmasına neden olur.15 Fiziksel aktivitenin kanser hastalarında halsizlik, yaşam kalitesi, kas gücü, depresyon ve fonksiyonel kapasite üzerine yararlı etkileri vardır. Fiziksel egzersiz programları fonksiyonel kapasiteyi artırır ve halsizliği azaltır. 15,16
Amerikan Spor Hekimliği Birliği kanserli hastalarda fiziksel ve psikolojik olarak iyi olma halini sürdürmek veya arttırmak amacıyla düzenli egzersizi tedavinin bir parçası olarak önermektedir. 17
Düzenli egzersiz kanserli hastalarda fiziksel fonksiyonu, aerobik kapasiteyi, kuvveti ve esnekliği geliştirir, vücut yapısının korunmasına ve gelişmesine yardımcı olur (kas kitlesini korur veya arttırır). Bununla birlikte, kişinin kendisini psikolojik olarak iyi hissetmesini sağlar, stresi, depresyonu ve anksiyeteyi azaltır, kemik mineral yoğunluğunu arttırır, bulantı, ağrı, uyuma güçlüğü, ishal gibi yakınmalarda düzelme sağlar, hastanede kalış süresini azaltır ve bağışıklık sistemini kuvvetlendirir.
Fiziksel kapasitedeki artışa ve yan etkilere bağlı hissedilen yakınmalardaki azalmaya bağlı olarak, hastanın hissettiği yorgunluk düzeyi azalır ve böylece hastanın yaşam kalitesinde artış meydana gelir.18,19
Amerikan Spor Hekimliği Birliği’nin kanserli hastalarda egzersiz önerileri17
Yukarıda belirtilen egzersiz hedeflerinin genellikle kanser hastaları için uygun olduğu ancak gerekirse egzersiz programlarının bireylerin sağlık durumlarına, aldıkları tedavilere ve beklenen hastalık eğrisine göre uyarlanabileceği belirtilmektedir.
Spesifik egzersiz programlarının önerilmesi için hastanın komorbid durumlarının ve egzersiz kontrendikasyonlarının dikkatli bir şekilde değerlendirilmesi gerekmektedir. Ayrıca hastanın yaşı, cinsiyeti, kanser tipi ve tedavisi, hastanın fiziksel performans durumu da dikkate alınmalıdır. 20
Egzersiz planlanırken kanser tedavisi ile ilgili en sık görülen toksisiteler (fraktür riski, hormon terapileri ile kardiyovasküler olaylar, kemoterapiye bağlı nöropati, tedaviye sekonder kas iskelet sistemi hastalıkları ve tedaviye bağlı kardiyotoksisite) akılda tutulmalıdır. Kemik metastazı olan hastalarda artmış fraktür riski nedeniyle egzersiz programında modifikasyon gerekmektedir. Egzersiz reçetelenirken kanserli hastanın tedavi öncesi aerobik zindeliği, eşlik eden hastalıkları, tedavi cevabı ve tedavinin negatif etkileri göz önünde tutularak kişiye göre egzersiz planlanmalıdır.17
Halsizliği olan yetişkin kanser hastaları için Amerikan Klinik Onkoloji Derneği (ASCO) kılavuzu her hafta 150 dakika ılımlı aerobik egzersize (hızlı yürüme, bisiklet sürme veya yüzme) ek olarak iki veya üç kez güç artırıcı antreman yapılmasını (ağırlık kaldırma) önermektedir.21
2012 Amerikan Kanser Topluluğu (ACS) kılavuzunun tavsiyesi: İnaktiviteden kaçınılması, tanıdan sonra mümkün olduğu kadar kısa bir sürede normal günlük aktiviteye dönülmesi, en az 150 dakika / hafta egzersiz yapılmasının amaçlanması, en az 2 gün / haftada güç gerektiren egzersizleri içermesi önerilmektedir.22,23
Sonuç olarak yaşam boyunca fiziksel olarak aktif olmak özellikle kolorektal ve meme kanseri olmak üzere birçok kanser riskini azaltmaktadır. Kanser tanısından sonra yapılan düzenli egzersiz hissedilen yakınmalarda azalma, tedaviye bağlı yan etkilerde düzelme, psikolojik olarak iyi olma halinde artış ve çeşitli mekanizmalar aracılığında yaşam süresinde artış sağlamaktadır. Tüm kanser hastaları yaşam süreleri boyunca düzenli fiziksel aktivite yapmaları konusunda teşvik edilmelidir.
”
Alo Yeditepe