Özellikle hastalıklara karşı savaşabilmek için sıkça adından söz edilen antioksidan, hem vücut hücrelerinden üretilen, hem de gıdalardan elde edilebilen kimyasal bir madde. Hücrelerin dış etkenlerden korunması ve sağlıklı yaşamalarına devam edebilmeleri için antioksidan son derece önemlidir.
Özellikle cildimiz, yaşlanma belirtilerinin gözlendiği en belirgin dokudur. Hücrelerin dış etkenlerden korunmasına destek olmak ve sağlıklı yaşamalarına devam edebilmelerini sağlamak için antioksidan içeriği yoğun besin takviyelerini tüketmek yarar sağlamaktadır. Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri İç Hastalıkları Uzmanları, son yıllarda sıklıkla söz edilen antioksidanlarla ilgili merak edilen soruların yanıtları verdi…
Antioksidanların hücrelerimizdeki serbest radikal olarak adlandırılan hasar yapıcı molekülleri “temizleyerek” hücre hasarını önlemeye yardımcı olan moleküllerdir. :u moleküllerin baskılanmaması durumunda vücudumuza ciddi zarar verir.
Gıda türlerin arasında farklılık göstermek üzere piyasadaki birçok üründe az ya da çok bu özel ve koruyucu madde bulunuyor. Bunların başında, lahana, pancar, fasulye, ıspanak, enginar, ahududu, çilek, yaban mersini, ceviz, bitter çikolata gelir. Özellikle domates, kırmızı lahana gibi kırmızı renkli ürünler aktioksidan açıdan çok zengindir.
Coenzim-Q10, Selenyum, C vitamini, E vitamini preparatları da yine antioksidanlara örnektir. Diyabet, kan yağı yüksek ve hipertansiyonu olanların damarlarında oksidasyona bağlı plaklar oluşuyor ve damar sertliği, dolayısıyla damarlarda tıkanıklık ortaya çıkıyor. Bu hastalıklara sahip kişilerin, yeni plakların oluşmaması, hatta olanların gerilemesi için antioksidan preparatları kullanması gerekebilmektedir.
”
Alo Yeditepe